30 Mart Belediye Seçimleri’ndeki yenilginin baş sorumlusu olan CHP Mersin İl Başkanı ve Yönetim Kurulu, umursamaz bir şekilde görevde kalmaya devam ettiği sürece, CHP’nin Mersin’deki kan kaybı devam edecektir. CHP tabanının güvenini kaybetmiş bir il örgütünün görevi kendiliğinden bırakmaması, Merkez Yürütme Kurulu’nu harekete geçirmelidir. İstifa etmenin de bir erdem olduğunu anlamak istemeyenler, çırpındıkça daha çok battıklarının farkında olmalıdırlar.

CHP, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığı için en önemli kale. Bu bakımdan, kişisel çıkarlarını partinin önünde tutanlardan arındırılması gerekiyor. Göz göre göre Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybetmeye neden olanların önemli bir kısmı Merkez Yürütme Kurulu’ndan temizlendi. Mersin ayaklarının görevde kalmaları partiye zarar vermektedir. Görevde bulunduğu süre içinde sadece Macit Özcan’ın talimatlarını yerine getiren İl Başkanı Faruk Akar’ın bir tek konuda işini iyi yaptığını söyleyebiliriz. O da, Macit Özcan’ın aday gösterilmesi konusundaki başarısı. Ancak, aday gösterilmekle her işin bittiğini düşünmesi büyük bir yanılgıydı. Mersin CHP Sevdalılarının görüşünü dikkate almaması, Macit Özcan’la birlikte kendisinin de siyasetteki sonunu hazırladı.

Durmadan kendini besleyen, eşi dostu kollayıp geniş halk kitlelerine kötü hizmet veren ve kamu kaynaklarını çarçur eden bir anlayışın seçim kazanma şansı olmadığını aylarca söyledik ve yazdık. Halk, çok açık olarak şunu söylüyordu: “Bu sefer de bizi Macit Özcan’a mahkum ederseniz, parti falan dinlemeyiz, başka alternatifler ararız” diyordu. Nitekim de öyle oldu. Tüm bu gelişmeler olurken, kendilerini sadece Macit Özcan’a karşı sorumlu gören ve onun eline bakan İl Başkanı ve Yönetim Kurulu gününü gün ediyordu. Ağa babalarının sözünden dışarı çıkmamakla, CHP’ye faydalı olduklarına kendilerini inandırmışlardı. Çıkarları ve kendi gelecekleri her şeyden önemliydi.

Mersin CHP’de Macit Özcan ve kullarının temizlenmesiyle birlikte yeni bir dönem başlamalıdır. Bunun için yapılması gereken ilk iş İl Başkanlığı ve Yönetim Kurulu için olağanüstü kongreye gitmektir. Bu kongreyle birlikte, siyaseti bir meslek olarak gören ve çıkar ilişkileri için kullananlar yönetimden temizleneceklerdir. İşi gücü olan, çevresinde ve parti tabanında sevilen ve güvenilen partililer göreve geleceklerdir. Bu anlayışla birlikte gençlerimiz ve kadınlarımız daha çok öne çıkacak ve onların önemi iz bırakacaktır.

İl Başkanı ve Yönetim Kurulu, toplumdaki ekonomik ve sosyolojik değişimleri ve gelişmeleri anlayabilen, halkı önemseyen, halkın sorunlarına çözüm yolları üretebilecek, önce insan ve emek diyebilenlerden oluşmalıdır. Birilerinin adamı olarak görev almak isteyenlere kapılar kapanmalıdır. İl Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri kendi özgür düşünceleri ile yönetimde yer almalı, şimdiki İl Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun yaptığı gibi, kimsenin emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmemelidir. Esas olan parti üyelerinin görüş ve kararı olduğu unutulmamalıdır. Seçim dönemi geldiğinde, koşulsuz olarak tüm üyelerle önseçimi isteyecek ve savunacak yönetimlere gereksinim var. 

10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı seçimi var. İlk defa Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçilecek. Doğrudan halk tarafından seçilecek olması önemli. İyi mi olur, kötü mü olur onu zaman gösterecek. Ancak, bilinen bir gerçek var ki, mevcut İl Yönetimiyle propaganda dönemine girmenin sonu CHP için hüsran olur.

CHP Türkiye’nin temel yapı taşıdır. CHP’nin geleceği çıkarcı ve yetersiz yönetimlere bırakılamaz. Bu bakımdan, geleceğin sağlam temellere oturtulabilmesi için, sorumluluk ve hizmet duyguları öne çıkanlar görev almalıdırlar.