İstanbul Boğazı’nın kuzey kesimine yapılması kararlaştırılan ve birkaç gün önce temeli devlet ileri gelenleri ile atılan Üçüncü Köprü için isim arandığını duymuştuk. Şahsen, bu amaçla bir kamuoyu anketi yapılır ve vatandaşların önerileri ilgililerce değerlendirilir diye düşünmüştüm.
İleri demokrasisi olan ülkeler böyle yaparlar ya!
Son konuşmacı olan Sayın Cumhurbaşkanı hükümetin kararlaştırdığı ismi açıklayınca, anladım ki ülkemizde henüz ileri demokrasi kavramı gelişmemişmiş!
Evet, Üçüncü Köprü için Yavuz Sultan Selim Köprüsü ismi uygun görülmüş. Sayın Abdullah Gül bu ismin uzun incelemeler sonrası kararlaştırıldığı söyleyince, bendeniz mutlu oldum. Hani, hiç araştırılmadan konmuş olsa idi bu isim vallahi bozulurdum yani!
İsim açıklanınca bazı tereddütler çıktı hemencecik. Bazı yurttaşlar ki, Alevi inançlı oldukları medya kanalı ile yazıldı çizildi, bu ismi uygun bulmadılar. Nedeni ise Yavuz Sultan Selim’in Alevi kökenli insanlarımıza yaptığı kırım olarak yansıdı.
Sayın Taha Akyol ise, her ne kadar o dönemde 40 bin Alevi inançlının kılıçtan geçirildiğinin yazılmış olduğunu bazı kaynaklar işlemiş ise de, bu konunun kesinliği konusunda kendisinin kuşkuları olduğunu ifade etti ( Aykırı Sorular programında). Program yapımcısı Enver Aysever belki merak eder, otorite tarihçilerin fikrini alır diye düşünürüm. Örneğin; Halil İnalcık ve İlber Ortaylı Hocalarımızdan.
AK-ŞAKA olarak konunun dışında kalmak isterdim, ancak araştırmacı amatör köşe yazarı olmak hasebi ile gene de kanımız kaynadı. Sanki bana da biraz daha düşünülebilirdi gibi geldi sonunda.
Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin 9. Padişahı olarak doğu ve güney ülkeleri topraklarına katan sultandır. Mısır Seferi sonrası İslam Halifesi olarak başkente dönmüş ve Kutsal Emanetleri Topkapı Sarayı hazine dairesine taşıtmıştır. Bu nedenle özel bir isim ile de anılır; Hâdım’ul Harameyn’iş Şerifeyn (Mekke ve Medine’nin Hizmetkârı).
O güne kadar Alevi Bektaşi inancı ağır basan Osmanlı Devleti’ne Sünni Hanefi mezhebini taşımıştır. Ki, kanımca değerli isim değerlendiricilerimiz bu niteliği öne çıkarmış olsalar gerektir (Zait –artı- puan).
Yavuz Sultan Selim, Devlet-i Osmani de sakalı olmayan tek padişah olup, ayrıca da nereden esinlendi bilinmez ama pearcing takıntısı olan kulağı küpeli bir sultandır (Nakıs –eksi- puan).
Gerçi romantik tarafı ağır basan bir şairdir de; “Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan / Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek”. H (Aslanlar pençemde perişan olurken, felek beni bir ahu gözlüye tutsak etti).
Yavuz’un şiir merakı ile isim konusunda karar vericiler kurulu başkanının şiir okumak merakı kanımca örtüşmektedir (İki zait puan)!
Şimdi gelelim yazı başlığının bize yüklediği göreve ve bazı isim önerileri sunalım, azıcık geriden gelmiş olsak bile;
Abdülhamit Han Köprüsü ismi, kanımca isim seçici kurulun dikkatinden kaçmıştır. Bu köprü, üzerinden çift hatlı tren rayları geçecek bir köprü olarak dünyanın en birincisidir. Bu özelliği nedeni ile “Demiryolları Doktoru” olarak Karabük Üniversitesi tarafından kutlanan ve Uzayıp Giden Tren Yolları Doktora Beratı verilmesi uygun görülen Abdülhamit Sultan ismi bence çok uygun düşerdi. Düşünülmelidir!
Deli Dumrul Köprüsü ismini de çok tuttum. Malum, Deli Dumrul köprüden geçenden bir akçe, geçmeyenden ise döve döve iki akçe ücret alırmış. Üçüncü Köprü, ağır yüklü araçların, yani kamyon ve TIR denen arabaların transit geçmesi için özellikle planlanmıştır. Buradan geçen bu araçlardan bir bilet ücreti, bu güzergâhı tercih etmeyenlerden ise ceza olarak üç bilet ücreti alınacağı anlaşıldığından, bu ismi de değerlendirmek gerekir diye düşünürüm!
Gelin Köprüsü ismi de bir halk türkümüzü anımsattığı için kanımca uygun düşebilir. Evlendirme Dairesi’ne giden veya dönen süslü araba konvoyları bu köprüden geçmeyi gelenek haline getirebilir ve düğün konvoyu katılımcıları da uzayan yol nedeni ile doyasıya eğlenebilir kanısındayım. Konvoy arabalarının hoparlörlerinden de; “Köprüden geçti gelin / Saç başın düştü gelin” ve “Köprüden geçemiyom / Az doldur içemiyom” nakaratları yansırsa, çok doğru bir ses olarak şenlik yaratabilir. Özellikle ‘az doldur içemiyom’ demekle de, AKP İktidarı tarafından dayatılan yeni alkol yasası kutsanmış olur!
Önereceğim son isim tabii ki Recep Tayyip Erdoğan Köprüsü olacaktı. Adını stadyuma ve bir üniversiteye uygun görenler, bir köprünün adını tabii ondan esirgemezlerdi. Şahsen ben bu ismi önerecektim ama Sayın Tayyip Erdoğan, henüz İstanbul Belediye Başkanı iken (1995’te) şöyle dediğinden çekinmedim değil; “Üçüncü köprü cinayettir. Böyle bir teşebbüs İstanbul için ölümcül sonuçlar doğurur. İnşallah bu cinayet bitmeden hükümet değişir!”.
Benim önerim üzerine Sayın Başbakan’ın adı köprüye verilse idi, bu kez bu demeci nedeni ile Sayın Tayyip Erdoğan’a münafık ve muhalifler saldırırdı ve bendeniz konuyu ortaya atan gariban kişi olarak üzülürdüm. Çok!
Atatürk Köprüsü denmesine zaten gerek yoktur. Zira Ulu Önder bizim kalbimizde ve kafamızda daima canlıdır ve ilelebet yaşayacaktır!..
Erdal Akalın