Sevgili okurlarım, değerli nöroloji hocası, Prof. Dr. Çoşkun Özdemir’i birçoğunuzun en azından ismen tanıdığını biliyorum.  Emekli olmasına karşın halen bir tıp insanı olarak çalışıyor. 

Çoşkun Hoca, aynı zamanda bir yazardır.  Cumhuriyet Gazetesi içeriğinde birçok yazısı çıkmıştır.  Son aylarda da “Urfa’dan Harvard’a” adlı bir anı kitabı okuyucuları ile buluşmuştur.

Tüm bu uğraşları yanında, yıllar boyu kas hastalıkları konusunda hastalarına yardım eli uzatan bir derneği kurmuş ve günümüze kadar yaşatmayı da başarmıştır.

Ancak bu dernek, yıllar önceden kendilerine tahsis edilen bir binadan çıkarılmak istenmektedir.   İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yeni bir bina tahsisi yapmadan halen kullandıkları mekânı terk etmelerine karar vermiştir.  Dernek, yargı yoluna başvurmuş ise de tahliye kararı onaylanmıştır.

Çoşkun Hoca, tüm ülke insanlarını ilgilendiren bu çabalarının sona ereceği endişesi ile çıkar yol aramaktadır.  Konuya ilişkin kendisinin kaleme aldığı bir mektubu sizinle paylaşarak, AK-ŞAKA köşesi adına da en azından moral desteğimizi sunmak istedim.

Mektubu okuyunca, tahliye kararı alınmasının altında, “bizimkiler ve ötekiler” diye özetlenebilen güncel bir yaklaşım olabileceğini de üzüntü ile izleyeceksiniz.

Bugün, sizi Değerli Bilim İnsanı Prof. Dr. Çoşkun Özdemir Hoca ile baş başa bırakıyorum.  Umarım ve dilerim, Sevgili Hocamızın ‘Sessiz Çığlık’ diye tanımladığım bu mektubu, siz okurlarımızın seslerini duyurmaları sonucu etkin bir gürlemeye dönüşür.

KAS HASTALIKLARI DERNEĞİ YAŞAM SAVAŞINDA

Prof. Dr. Coşkun Özdemir

Türkiye Kas Hastalıkları Derneği 1978 yılında kuruldu. Türkiye’de 100 bin kadar kas hastası olduğu tahmin ediliyor. Bu hastalıkların çoğunluğu genetik (kalıtımsal) kaynaklı. Bugün için tedavisi olmayan hastalıklar. Bu nedenle ülkelerin büyük çoğunluğunda onlara destek vermek, yaşam kalitelerini yükseltmek amaçlı dernekler var.

Bizim derneğimiz de 35 yıldan beri gücünün yettiği kadar bu hastalarla ilgileniyor, onlarla temas kurarak aileleri ile birlikte bilgilendirmeğe, yönlendirmeğe, eğitim olanakları yaratmaya, meslek eğitimi vermeğe, yanlışlıklardan, aldatıcı tedavilerden korumaya çalışıyor.

Ne yazık ki, dernek sadece bir avuç gönüllü sağlıklı ve kas hastası üyesi ile faaliyetlerini sürdürüyor. Buna karşılık çok sayıda proje gerçekleştirmeyi başarıyor. Uluslararası ilişkilerini sürdürüyor.

 20 yıl önce İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin ilgi ve desteği ile Yeşilköy’de bir merkeze kavuştuk. Orada etkinliklerimizi sürdürüyoruz.

2010 yılında beklenmedik bir gelişme oldu ve İstanbul BB’si gerekçe göstermeden binayı boşaltmamızı isteyen bir yazı gönderdi. Bizce böylesine halka sağlık ve engelli hizmeti veren bir derneğin takdir, yardım ve destek görmesi beklenirdi.

Üzüntülerimizi, düş kırıklığımızla birlikte tepkilerimizi sergiledik. Basından beklentimiz üstünde bir destek gördük. Sayısız randevu talebimi cevapsız bırakan BB Başkanı Sayın Kadir Topbaş son dakikada karardan vazgeçildiğini, başka bir yer göstermeden derneği çıkarmayacaklarını bildirdi.

 Bu arada inanılmaz bir durumla karşılaştık; yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren kas hastası çocuklarımız, Belediye ve AKP  ileri gelenleri ile görüşmek için benim onayımı istediler; hiçbir sakınca görmedim, gidip buluştular. Konuşulanları bana birkaç ay sonra açıklayabildiler.

 ”Sizin derneğin iyi şeyler yaptığını, başarılı çalışmaları olduğunu biliyoruz ama sizin başkan bizden değil; onu terk edin size yardım edelim“ demişler.. Çocuklar böyle bir şeyi uydurmuş olamazlar; şaşırtıcıdır, ama gerçektir.

 Çalışmalarımıza devam ettik. Hastalarımız için bir evde bakım ekibi kurmak için çabaladık ve başardık. Okulların çocuklarımız için ulaşılabilir olması için çalıştık.

 Bu defa 2012 Şubat ayında acele bir tahliye talebi ile karşılaştık. Biz de bir kez daha acele tepkiler gösterdik ve mahkemeye başvurarak yürütmeyi durdurma istedik. Mahkeme böyle bir karar verdi. Demokles’in kılıcı ile birlikte çalışma ve hizmetlerimizi hızlanarak sürdürdük.

Güzel bir işbirliği sayesinde kas hastalıkları ile ilgili bir belgesel hazırladık.

Aradan bir yıl geçti, bu defa mahkeme bizim başvurumuzun ret edildiğini gerekçe eki ile yayınladı. Şimdi temyiz aşamasındayız.

 25 Şubat akşamı Cemal Reşit Rey salonlarında gerçekleşecek bir gala hazırladık. Belgesel film “DÜŞÜMDEKİ UÇURTMA” adını taşıyor. Yönetmen Gülsün Sarıoğlu yönetiminde hazırlandı. Müzik grupları eşlik edecek. Şişli ve Büyük Şehir Belediyesi sponsorlarımız arasında. Yaşam mücadelesini kazanacağımıza inanıyoruz. Bir kez daha basından, kamuoyundan ve elbette öncelikle kas hastası ve yakınlarından destek bekliyoruz. Kadir Topbaşı galamızda mutlaka aramızda görmek isteriz coskunoz@superonline.com

AK-ŞAKA olarak bu mektubu sizinle paylaşmak yanında, bir de Özdemir Asaf dizesi eklemek istiyorum;

“Ölebilirim genç yaşımda / En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim / Şimdi kavak yelleri esiyorken başımda / Sevgilim / Seni bir akşamüstü düşündürebilirim!”

Erdal Akalın