Kadir Has Üniversitesi tarafından yapılan ve Türkiye Araştırmalar Merkezi bölümü bünyesinde derlenen yıllık araştırmanın 2016 yılı sonuçları topluma açıklandı.
Bu araştırma 9-17 Aralık 2016 tarihleri arasında, ülke genelinde 26 kent merkezi ele alınarak 1000 kişi ile mülakat düzeyinde yapılmıştır. Çalışma sırasında katılımcılara 91 soruluk bir anket sunulmuştur.
Araştırmayı sunan değerli bilim insanlarımız tabii ki geçmiş yıllar ile kıyaslamayı da ihmal etmeden sonuçları bizlerle (medya ile) paylaşmışlardır. Konuyu toplum kesimine aktaran medya kurumları, doğal olarak kendi tercihlerini öne çıkararak bizleri bilgilendirmek yolunu seçmişlerdir.
AK-ŞAKA köşesi olarak, medyanın yansıtmalarını kısmen dışlayarak, araştırma sonuçlarını arama motoru aracılığı ile önümüze indirmiş ve bir fikir sahibi olmaya özen göstererek sizlerle paylaşmak yöntemini seçmiş bulunuyoruz.
Sonuçları teker teker sizlere satır başları ile sunmanın kafa karıştıracak teferruatları içerdiğine karar vererek, kanımızca gündemi etkileyen bazı önemli maddelerine burada yer vermenin daha doğru olacağına inanmaktayız.
Toplumumuzun öncelikleri şöyle sıralanmaktadır;
- Terör (% 39.3); siyasi ve askeri çözümlerin tercihi öne çıkarılmıştır.
- İşsizlik (% 33).
- Ekonomi; kötü diyenler % 53.2 ve iyi diyenler ise % 5.3.
Öngörülen tehlikeler şöyle sıralanıyor;
- Ülkenin bölünme riski % 54.2;
- İŞİD tehlikesi % 78;
- PKK ile mücadele başarısız diyenler ise % 45.8.
Toplum katmanlarının siyasal tercihlerine bakılır ve katılımcıların geneli dikkate alınırsa partiler başarı sıralarına göre şöyle diziliyor;
- AKP’yi başarılı bulanlar % 42.3;
- CHP’yi başarılı bulanlar % 25.9;
- HDP başarılı diyenler % 13.5;
- MHP başarılıdır diyenler % 11.2.
Seçmenler bazında partilerin başarılarına bakılırsa;
- AKP seçmeni partisini % 65 başarılı buluyor;
- MHP seçmenine göre partisi % 56.3 başarılı;
- CHP seçmeninin % 54.6 sı partimiz başarılı diyor;
- HDP seçmenine göre ise partinin başarı oranı % 43.2.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı başarılı bulanlar % 43.6 ve başarılı bulmayanlar ise % 40.7 dir ve toplum genelinin % 75.4 lük kesimi cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini ifade ediyor. Beştepe yerleşkesini ise % 44’lük kesim onaylamıyor.
Toplumun % 68.9 luk bölümü parlamenter sistemi savunurken, % 22.1 lik kesim başkanlık daha iyidir diyor.
Ülkemiz insanının kendisini mutlu sayanların oranı ise maalesef sadece % 25.
Araştırmanın bir diğer vurgusu toplumun siyasal eğilimlerine göz atması olmuştur. Buna göre kendisini “muhafazakâr, dindar ve milliyetçi” sayan grup, yaklaşık % 65 oranındadır. % 35 oranında görülen diğer grup ise kendisini siyasi yelpazenin solunda görenlerdir ki, sosyal demokratlar, ulusalcılar, Kemalistler ve sosyalistler olarak kendi aralarında ayrışmışlardır.
Buradan şu örneği verebilmek olasıdır ki, geçmiş deneyimlerimiz de bunu teyit etmektedir; sol eğilimli görünen % 35’lik grup, halen kendi arasında işbirliği ve uyum yakalamak konusunda başarılı olamamıştır. Geçmiş deneyimlerinden de ders alınmadığı anlaşılmaktadır. Bunun nesnel örnekleri geçmişin anımsanan İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Seçimlerinin sonuçları olmuştur. Sol eğilimli grup ve partiler karşılıklı işbirliği eksikliği nedeni ile birbirlerinin yolunu kesmişler ve her iki seçimi de kaybetmişlerdir. İstanbul’u Sayın Erdoğan ve Ankara’yı Melih Gökçek kazanarak siyaset dünyasının etkin aktörleri olmuşlardı.
Mersin kentinden yakın tarihli bir örnek verilirse, son baro seçimlerinde iki sol eğilimli grup birbirinin önünü keserek oyları bölmüşler ve sağ eğilimli adaya sandığı teslim etmişlerdi. Ve korkarım tarihin tekerrür etmesi darb-ı meselini gene unutmuşlardır!
Önümüzde oluşmakta olan yeni anayasa tasarısının referandum hazırlığı varken, bu araştırmanın hepimiz için yararlı bir çalışma olduğunu değerlendirmemiz gerekiyor kanısındayız!..
Erdal Akalın (20.01.2017)