“Bir bilmecem var, Milletim”
“Acaba nedir nedir?” demeyeceksiniz biliyorum.
“Hemen her gün her yönden ölümler gelir…”
“Tamam, bildiniz!
Trafik kazaları nedeniyle olan ölümlere alıştık. Cezaların arttırılması da önleyici olamıyor. Hatta sınavların çok kademeli yapılması da. Şimdi bir de “Nezaket” dersleri konuyor sanırım…
Kadına şiddet nedeniyle ölümler AKP iktidarı döneminde hızla arttı, artmaya devam ediyor.
Terör nedenli ölümlere alıştırılmak isteniyoruz.
1) Terörü üreten, besleyen, koruyan kaynakları biliyoruz. Onlar da kendilerini biliyorlar. Akıttıkları gözyaşlarının hangi hayvana ait olduğunu da.
2) Ellerini kana bulamak değil, maşalara bile dokunmak istemiyorlar. “Maşa” olmak isteyen bunca yaratık varken…
3) Hep “Dost” görünümündedirler. Tatlı dillidirler. “Barış, özgürlük, insan hakları, eşitlik” temel sloganlarıdır.
4) Terörün kendilerinden uzak tutulması için rüşvet bile verirler. (AB’nin, Türkiye’ye vermek istediği 3 milyon dolara karşılık mültecileri kabul etmesi talepleri bunlardan sadece en son olanıdır)
5) Yarattıkları, besleyip büyüttükleri terör, dönüp kendilerini vurduğunda, dünyayı ayağa kaldırırlar ve şaşkındırlar. “İnsan” varlığının ve öneminin farkına o zaman varırlar. (Belki, sanırım…)
6) Terörün milleti yoktur. Dini imanı hiç yoktur. Hemen hepsi her zaman ve her yerdedirler.
7) Amaç tektir: Egemen olmak! Her yol geçerlidir. Bu dünyadaki parasal zenginliklerden sunmaya tutun da cennetten arsa tapusu vermeye kadar… Kabul eden ve kanan da çoktur elbette…
8) “Din” en etkili ve kalıcı ikna yoludur. Örneğin; insanların ciğerlerini söküp yiyen ve bunu da insanlara filmler aracılığıyla göstermeyi kutsallık sananları anımsadıkça… Devamını dilediğiniz biçimde tamamlayabilirsiniz…
Bütün bu gerçekliklerden sonra, terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları gün gibi
orta yerde iken, komşusuz kalmış durumumuz apaçık iken;
Ağzımızdan çıkanları kulaklarımız duymalı,
Duyan kulaklarımız beyinle iletişim kurarak süzgeçten geçirmeli,
Kandırılmaya set çekmeli!
* *
İstanbul Sultanahmet’te canlı bomba 10 kişinin ölümüne neden oldu ve şu ana kadar
alınan bilgiler doğrultusunda olmak üzere 1’i ağır 15 kişi yaralandı.
Dikkatimi ilk olarak ne çekti biliyor musunuz?
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş kameralar karşısında “10 kişi VEFAT
etmiştir” dedi.
“Nasıl VEFAT etmişler acaba?” diye düşündüm.
*) Bu insanlar ÖLDÜRÜLDÜ!
*) Terör, yurdun her yanını sardı. Özerklik, öz yönetim, hendekler, barikatlar, canlı bombalar, mayınlar, uzaktan kumandalı patlayıcılar, “Barış”, “Operasyonlar dursun” uyuşturucuları…
*) Hepsinin üzerlerine serpilen “Suçlular, cezalarını çekecekler”, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir”, “Gereği yapılmaktadır” sosları midemi bulandırıyor artık.
Keşke suçlular bulunsa, cezalarını çekse,
Keşke Türkiye Cumhuriyeti Devleti, temel aldığı üzere gerçek anlamda bir hukuk
devleti işlerliğini yapabilse,
Keşke “Gereği” ciddiyetle ve en kısa zamanda yerine getirilse…
Burası:
Cumhuriyet değerleri ve kazanımları yok edilen,
Ümmet toplumuna dönüştürülmek istenen,
Laiklik düzeni ayaklar altına alınan,
İnsan yaşamının değerinin sıfırlandığı,
Veee yavaş yavaş da olsa farelerin gemiyi terk etmeye başladığı bir ülke!
“Tamam bildiniz” demiştim değil mi?
Saadet Pesen
saadet05@yahoo.com 15/Ocak/2016 İmece