Türkiye ile Mısır’ın aralarında geliştirecekleri işbirliği sayesinde Doğu Akdeniz ve dünya enerji piyasasında etkili olunabileceğini vurgulayan Amiral Cihat Yaycı, iki ülkenin ortak çıkarlarını oturup konuşması gerektiğini söyledi.

EREN TALHA ALTUN

Türkiye ile Libya arasındaki ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın mimarı olan Bahçeşehir Üniversitesi Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (BAU DEGS) Başkanı Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, son dönem normalleşme yoluna giren Türkiye-Mısır ilişkilerini değerlendirdi.

“Mısır ile Türkiye’nin yakınlaşması Mısır’ın lehinedir” diyen Amiral Yaycı, iki ülke arasında mutlaka iyi ilişkiler kurulması gerektiğini söyledi. Mısır ve Türkiye arasında iyi ilişkiler kurulmasının her iki devletin, her iki milletin lehine olacağını kaydeden Amiral Yaycı, şöyle devam etti:

TÜRKİYE DAHA FAZLASINI TEKLİF EDİYOR
“Türkiye ile Mısır birlikte oturup deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması imzalarsa, bu Mısır’ın lehine olur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile imzaladığı anlaşmada zaten 11 bin 500 kilometrekare deniz yetki alanı kaybettiler. Yani Mısır, Kıbrıs Adası’ndan daha büyük bir deniz alanını kaybetti. Mısır kendi milletinin geleceğini, kendi milletinin denizini düşünmüyorsa bunu kim düşünecek? Bakın ne Türkiye düşmanlığı Mısır’ın işine yarar, ne de Mısır düşmanlığı Türkiye’nin işine yarar! İkisi adilane oturmalı konuşmalı. Türkiye zaten şu anda Mısır’a sahip olduğu deniz yetki alanlarından daha fazlasını senelerdir teklif ediyor.”

Türkiye ile Mısır’ın aralarında geliştirecekleri iyi ilişki ve işbirliği sayesinde Doğu Akdeniz ve dünya enerji piyasasında etkili olunabileceğini vurgulayan Amiral Yaycı, Mısır’ın tekrar bu anlaşmayı gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

YUNANİSTAN DA MISIR’I KANDIRMIŞTIR
“Yunanistan da Mısır’ı kandırmıştır” diyen Cihat Yaycı, konunun teknik açıklamasını ise şöyle yaptı: “Sınırlandırma çizgisi hesaplaması adalara göre yapıldığı için Mısır’ın büyük kaybı olmuştur. Yunanistan Mısır’a, dünyada hiçbir devletin kabul etmediği, kendisini takımada devleti olarak kabul ettirmiştir. Yani benim deniz sınırlarım adalarımdan başlar demiştir ve Yunanistan kendisini Filipinler, Endonezya gibi bir devlet olarak kabul ettirmiştir. Eğer Yunanistan ile Mısır iki kıta devleti olarak anakaralarına göre sınırlandırma yapmış olsalardı, Mısır’ın binlerce kilometrekare daha deniz yetki alanı alması lazımdı.”

TÜRKİYE’NİN TELKİNLERİ ETKİLİ OLDU
“Mısır, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile yaptığı anlaşmayla, Türkiye’yle yapacağı anlaşmaya göre 11 bin 500 kilometrekare deniz alanı kaybetti. Aynı şekilde Yunanistan’ın teklif ettiği deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, Mısır’a Türkiye ile yapacağı anlaşmaya göre 15 bin kilometrekare alan kaybettiriyordu. Ancak Türkiye’nin de telkinleriyle ciddi bir pazarlık yapıldı ve Yunanistan iddia ettiği deniz alanının neredeyse yarısından vazgeçmek zorunda kaldı. Neticede, Yunanistan ve GKRY, Mısır’ın deniz yetki alanlarını hileyle gasp etmişlerdir. Aslında artık Mısır da bunun farkına varıyor. Mısır, Yunanistan ile yaptığı anlaşmada ikinci bir noktayı da vurgulamış oldu. Meis Adası’nın Yunanistan’ın kıta sahanlığı olduğu iddiasını reddetti.”

ÖNCE MEB İLAN EDELİM
Amiral Cihat Yaycı, Türkiye’nin kendi Münhasır Ekonomik Bölgesini (MEB) ilan etmesinin de önemine dikkat çekerek şunları söyledi: 

“Herkes otursun paylaşalım anlayışının pratikte yapılabilirliği konusunda endişelerim var. Türkiye’nin MEB ilanı sadece Yunanistan ve GKRY’ye rahatsızlık verir. Ne Mısır’ı ne İsrail’i ne Lübnan’ı ne de Suriye’yi rahatsız eder. Çünkü şu anda Yunanistan ve GKRY ile yaptıkları anlaşmalara göre biz onlara daha fazla deniz alanı öngörüyoruz. Bizim MEB’imiz, onların deniz yetki alanlarına kesinlikle girmez. Böyle bir durumda devletler menfaatlerini düşünürler. Artık kulaklara kar suyu kaçmıştır. Bundan sonra herkes Türkiye’nin yanına gelecektir. Yeter ki sabırlı olalım ama önce MEB ilan edelim. Herkese ne kadar deniz alanı kazanacağını gösterelim.”