Av. İzzet Uludağ 

     Filistin'de İsrail'in her Ramazan ayında Filistin halkına karşı giriştiği saldırı, en son daha dün yaşadığımız Mescid-i Aksa saldırısı, ABD ve İsrail'in bölgede bu tür saldırı ve tehditlerini sürdüreceğini göstermektedir. 
     Filistin Devleti'ne ve mazlum Filistin halkına saldırılar, havadan ve karadan hâlâ devam ediyor. 
     Çocuklar ve anneler ile birlikte şehit sayısı giderek artıyor. 
     İsrail vahşeti, sadece kınamakla ortadan kaldırılamıyor. 
     Demokrasinin beşiği (!) Avrupa'dan en küçük  bir tepki gelmiyor. 
     ABD, destekliyor. 
     Vicdanlar, paslanmış...
     Ne varsa bizlerde, mazlum milletlerde vardır. 
     İş başa düşmüştür. 
     Bu saldırıların sona ermesi, ancak ABD'nin bölgemizdeki etkinliğinin sona ermesine, bunun için de bölge ülkelerinin birleşik cephesinin kurulmasına bağlıdır. 
     Ülkemiz de, Filistin halkı da, Suriye ve Irak da ve diğerleri de ancak böylece özgürlük ve bağımsızlığına kavuşabilir. 
     Bütün oklar, içimizde mevcut çekişmeleri bir yana bırakarak ABD ile İsrail'e ve bu güçlere hizmet eden başta PKK olmak üzere DEAŞ vb terör örgütlerine çevrilmelidir.
     Ancak İsrail'in bölgede etkisini kırmak ve Filistin halkına özgürleşmesi ve bağımsızlaşması için her türlü esaslı desteği vermek amacıyla ilk olarak Türkiye ve Suriye, en kısa zamanda askeri alanda el ele vermeli, PKK'den ve ABD'nin bölgeye yığdığı DEAŞ benzeri cihatçı güçlerden bölge tamamen temizlenmeli ve bölge ülkelerinin yeniden eski gücüne kavuşarak siyasi egemenliklerinin ve toprak bütünlüklerinin sağlanması için askerî harekâtlara da derhal girişilmelidir.
     Türkiye ve Suriye arasında sağlanacak bu askerî birlik, Suriye ve Türkiye sınırları arasında sözüm ona "Bağımsız Kürdistan" adı altında kurulmak istenen, ancak gerçekte ikinci İsrail devleti olacak olan yapıyı ebediyen sona erdirecek ve ABD ile İsrail'in hevesini kursağında bırakarak bölgeye huzur getirecektir.