‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,

  Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’ ;

diyerek özlü bir tümce miras bırakmış olan Kanuni Sultan Süleyman’ı böylece anarak yaklaşık yedi ay sonra yeniden yazılarıma dönüyorum.   
Arşivime kayıtlı son yazımı 12.04.2018 tarihinde yazmışım.   Bu tarihten itibaren bazı sağlık sorunlarım nedeni ile yazı yazmaktan uzak durmuştum.   Halen sağlığım yönünden ‘dört başı mamur’ olmamakla birlikte, artık elimin klavyeme değmesi gerektiği inancı ile amatör köşe yazarlığıma tekrar başlıyorum.
Ha, peki sağlık sorunun ne durumdadır diye sorarsanız cevabım şudur; ‘Hekimler nadiren tedavi ederler, çoklukla ağrıyı geçirirler ama mutlaka teselli etmelidirler!’ özlü sözüne tam olarak uymaktadır.  Bu vesile ile ilgilerini esirgemeyen tüm meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
*** 
Yazı yazmaktan uzak durduğum tarihten bu yana neler olmadı ki!   
Mersin de bana yer açan ve AK-ŞAKA adlı köşemi yıllarca konuk eden Mersin İmece bünyesinde sanırım üç kez yazı işleri müdürlüğü değişim geçirdi.  Son ay içerisinde de heyecan ve merakla izliyorum gazetenin sahibi Sayın Sinan Koç Mezitli Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu.   Keza yazılarımı lütfederek yayınlayan bazıları yerel ve çoğunluğu da ulusal ölçekli internet gazetelerinde de mutlaka bazı değişimler olmuştur ki, benim ortamdan kopuk geçen günlerinden ötürü farkına varamamışımdır.
Genel seçimler sonrası ülkemizin cumhuriyet olarak yönetilmekte olması yerinde duruyor olmakla birlikte, cumhuriyet yönetiminin ikiz kardeşi sayılacak demokrasi kavramımızda bazı kara delikler belirmeye başladı.   Özellikle demokrasinin temel taşı olması gereken laiklik ilkesinde derin çatlaklar kendisini gösterir oldu.
Ekonomik tablomuza bakarak ülkemizin sıkıntılarla boğuşmakta olduğunu anlamamak olası değildir.   Orta direk çatlamış, halk yığınları çok ciddi sıkıntılara düşmüştür.  Bu tablonun kısa sürede geçeceğini söyleyen devletlilere olan inancımızda iyice sarsılmıştır. 
Genel seçimler üzerine bir araştırma yapan Bilgisayar Mühendisleri Odası’ nın somut bulguları gelmekte olan yerel seçimler konusunda da endişelenmemize neden olmaktadır.  Kaldı ki, bu açık sonuçlar konusunda gerek YSK’dan ve gerekse partilerden en ufak bir ses gelmemiş olması şaşırtıcıdır.
Halen yaklaşan yerel seçimler için partilerin aday belirleme çalışmaları devam etmektedir.   Örneğin; sadece Mersin için değil, ülke genelinde her il ve ilçenin aday adayları medya aracılığı ile ortaya çıkmakta ve kendilerince programlarını açıklamaktadırlar.  Son sözün ise parti genel merkezlerince söylenecek olması da bizlere yakıştırılan ‘hibrit veya melez demokrasi’ tanımına uygun düşmektedir. 
Sanki her şeyimiz dört başı mamur gidiyormuş gibi iken, bir de Cemal Kaşıkçı isimli gazetecinin Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasında öldürülmesi ülkemizi gene dünya gündemine taşımıştır.  Çözümü için Suudi Kralı’nı üzmemek kıstası öne çıkarılmış olsa da, konu ülkemizin hanesine menfi bir not olarak düşülecektir.  
Her konumuz tam derken, bir de ünlü ve milli futbolcumuzun günler boyu gazetelerin üçüncü sayfasına taşınan rezaleti ise ayrı bir sorundur.   Kanımca gençlere ibret sayılacak bir tarafı da vardır.   Demek ki, bir şekilde hızlıca zengin ve ünlü olmayı içine sindirememiş ve onuru ile taşıyamamış olmak yaşama atılan gençlerimiz için kıymetli bir nasihat sayılmak hükmündedir. 
Kıssadan hisse:   Rahmetli Çetin Altan şöyle sıralamıştı dizeleri;
‘Aman dokunma varsın / Ruhumu daha sarsın / Umudun sarmaşığı.
Ümit gönlüme gülen / Talihime dökülen / Bir avuç ay ışığı.’

                                                                                              Erdal Akalın (22. 10. 2018)