Yaklaşık 7,5 milyar insan yaşıyor dünyada.

            1,5 milyarı Müslüman.
            *                      *
            Birçok din var, ancak belli başlı üç diyelim;
            Müslümanlık
            Hıristiyanlık
            Musevilik
            Dinler adına “Kutsal Kitap” sayısı da çoklu. Ancak biz dört tanesini tuşlayalım;
            Kur’an,
            İncil,
            Tevrat ve
Zebur
            Üç din ve dört kutsal kitap.
            Her dine mensup ya da ait olanlar, “Allah birdir, ondan başka tapılacak yoktur” derler.
            Her dine mensup ya da ait olanlar, kendi dinlerinin asıl olduğunu söylerler, inandırmaya çalışırlar, üstünlük kabul ederler.
            Her dine mensup ya da ait olanlar, haklı gerekçelere dayandırmaya çalışarak, “Allah, Peygamber, vahiy, ileti, ölüm”  üzerine açıklamalarda haklı olduklarını vurgularlar.
Her dine mensup ya da ait olanlar, “Cennet ve Cehennem” kavramlarını kendi anlayışlarına göre yorumlarlar ve kitleleri etkilemeye çalışırlar.
Her dine mensup ya da ait olanlar, kendi peygamberlerinin asıl elçi olduğunu söylerler ve geçerli sayarlar.
*                      *
Başka bir gerçeklik de;
Her türlü (Ekonomik, çevresel vb.) gelişimin, teknolojik ilerlemenin, yaşam koşulları öncülüğünün, uluslararası etkinlik ve yetkinliğin Müslüman dünyasının dışında olması.
*                      *
Son on yıllarda ise;
Neredeyse kişiye özel “Din” açıklamalarının, ahlâk anlayışının, yaşam biçimi tarzlarının egemen kılınmaya çalışıldığını görüyoruz.
IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) adlı terör örgütü İslam adına adam öldürmekle övünüyor! Sadece öldürmek de değil, diri diri yakmalar, işkence, ciğer sökme vb.
İran’da dinin gereği olarak, kadınlar saçlarının bir kısmı görünecek şekilde örtünürken, Türkiye’de rahibe tarzı örtünme moda oldu.
Afganistan’da tarihi eserler yok edilirken, “Günah” diye, kadınlar ikinci sınıf vatandaş bile olamıyorlar.
Türkiye’de ise değil ülkesel, bölgesel, kişiselliğe dönüştük nerdeyse dinî yol göstericilikte.
 Örneğin, namaz rekâtları sayısı bile keyfilik düzeysizliğine indirildi.
*                      *
Gelelim sonuca;
Her dinin Allah’ı ayrı mı?
Din, insanlığın gelişiminin önünde engel midir?
Din sömürüsü yapanlar, cehaletin saltanatını mı sürmektedirler?
Gericilik her zaman ve her durumda neden “Din” sömürüsüyle başlar?
Müslümanlık ülkeye, bölgeye, kişiye göre midir?
Yoksa geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün dediği gibi “Allah ile aldatmak” görev mi sayılmaktadır birilerince?
Sonuca şunları da eklemeliyiz;
Dinlerin ortak özellikleri nelerdir?
Dinler insanlığı nerede buluşturuyorlar?
Zalimin sopası mıdır yoksa DİN?
*                      *                     
Özgürleşmeye var mısınız?