Ali Adalıoğlu

Deprem doğal felakettir!

Herkes bunu biliyor.
Bilinmeyen ise, bunca depreme karşın önlem almayan yöneticiler!
Dahası, felaketten gerekli dersi çıkarmayanlar!
Hal böyle olunca her deprem sonrası aynı söylemler.
Kader planı, işin fıtratında var, gibi.
Yani değişen bir şey yok.
Her şey Allah’tan mantığı/mantıksızlığı!
Bu nedenle umutsuzum.
Hem ülkem adına hem de Mersin adına. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, deprem bölgesine en kısa sürede destek gönderen Belediye Başkanı.
Ve de depremden sonra ki 12 günün büyük bölümünü deprem bölgesinde geçirdi.
Büyükşehir’ in tüm olanaklarını depremzedeler için seferber etti.
Daha önce de yazmıştım, belediyeler ve STK’lar yardım/organize konusunda sınıfı geçti.
Ama, “Devlet Baba” geç kalınca sınıfta kaldı!
Şimdi Büyük Devlet Adamı Devlet Bahçeli’ ye göre, BEN vatan haini miyim?
Hiç umurumda değil, arka bahçenin ne düşündüğü/düşündükleri.
Doğruları/gerçekleri yazmaya devam!
Kimse bu hakkımı elimden alamaz!
Vahap Seçer günlerdir bangır bangır bağırıyor.
Depremden sonra Mersin’i bekleyen tehlikeye dikkat çekiyor.
Seçer, depremin ardından yaklaşık 250 bin kişinin Mersin’e geldiğini, bunun beşte biri kadarının Suriyeli sığınmacı olduğunu tahmin
ettiklerini söylüyor.
Tüm bunların kendilerinden habersiz, Ankara’da planlandığını ifade ederek, “bir kentin belediye başkanının haberi olmadan, oturup o
insan ile konuşmadan, o kentin demografisine ilişkin Ankara’dan projeksiyon yaparsanız, bunu da emrivakiyle yaparsanız bu işin
altından kalkamayız. Plansız, programsız giderseniz Mersin çöker. Bir aracın istiap sınırı vardır. Eğer istiap haddini aşarsanız,
bunu da çok abartırsanız araba artık hareket edemez hale gelir. Ben buna dikkat çekmek istedim” diyor.
Yalan mı yani?
Mersin’de zaten 300 binin üstünde Suriyeli mülteci var!
Bir de deprem sonrası depremzede vatandaşlarımızdan çok Suriyelileri Mersin’e yığmak neyin nesi?
Hangi düşüncenin/ art niyetin eseri?
Mersin zaten Türkiye’nin en çok göç alan üç ilinden biri. Mersinli her zaman devlete karşı görevinin bilincinde.
Ancak, Devlet Baba Mersin’e hep şaşı bakıyor!
Hele hele Büyükşehir Belediyesi CHP’li, diye yatırım programına aldıkları projelere bile destek vermiyor.
Bir de üstüne üstlük buraya gönderebildiği kadar depremzede gönderiyor.
Çoğu da Suriyeli!
Tabi ki onlar da insan!
Mersinli konukseverdir.
Ama, nereye kadar?
Kentin alt yapısı belli.
Kimse bunu düşünmüyor!
Gönder babam Mersin’e gönder!
Mersin bu yükü kaldırır mı ,diyen/düşünen yok!
Nasıl olsa Mersin/Mersinli üvey evlat!
Ve de her zamanki gibi SAHİPSİZ!

Sözün ÖZÜ;
Depremin yıktığı illerde durum gerçekten çok kötü!
Ama, deprem sonrası Mersin daha da kötü duruma düşecek gibi.
Gelen depremzedelere belediyeler yetemez oldu. Mersinli elinden gelen yardımı yapıyor, ancak 250-300 bin kişiyi konaklayacak yer sağlamak, aş sağlamak o kadar kolay değil!
Başkan Seçer açık açık , “Kimse kimseye karışamaz. Bir milyon gelsin o yükü de kaldırırız. Ama bir kentin belediye başkanının
haberi olmadan, oturup o insan ile konuşmadan, o kentin demografisine ilişkin Ankara’dan projeksiyon yaparsanız, bunu da
emrivakiyle yaparsanız bu işin altından kalkamayız.” diye de uyarıyor!
Seçer’i duyan var mı?
Ne gezer!
Çünkü, ülkeyi yönetenler beceriksizliklerini örtme telaşında
Seçer’in uyarılarını dikkate alacaklarına ÜÇ MAYMUNu oynamayı yeğliyorlar.

Gözler kör, kulaklar sağır, dudaklar kapalı!
Seçer, Mersin’in geleceği adına uyarılarında sonuna kadar haklı!
Ama anlayan kim?
Devlet yönetmek şirket yönetmeye benzemez!
Akıl ister, liyakat ister, deneyimli kadrolar ister!
Emir kullarıyla yönetilmez!
Yönettiğini sanırsın.
Ancak, böylesine bir felakette de elin çarşafa dolanır!
Ne yapacağını şaşırırsın!
SEÇER UYARIYOR ANKARA SESSİZ KALIYOR!..
Yazık ki yazık!