Anadolu Aleviliği | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
21:57  MERCAN’DA BİR İLK: ‘GECE GÖZLEM ETKİNLİĞİ’  21:35  ŞEHITOĞLU, DURAK’A TAM DESTEK VERDI  10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı 
Anadolu Aleviliği

 

Anadolu Aleviliği

Hakiki derviş yoksuldur. Bir hırka, bir lokma ile yetinir, kendi kendine yeterlidir. Miskinliğiyle övünür, ancak yoksulluğunu hiçbir zaman çıkar sağlamanın bir aracı olarak görmez… El emeği ve alın teriyle geçinir. Gönlü zengin, eli açıktır. Zengin bile olsa servet gönlünde değil elindedir.

Anadolu Aleviliği

Yaratandan dolayı yaratılanı hoş görür. Yetmiş iki millete bir gözle bakar, günahkâr insanlardan yüz çevirmez, edepsizlerden bile edep öğrenmeyi bilir.

ALİ KAMER ALP / EĞİTİMCİ-YAZAR

Alevilik, kültürlerin yoğrulması ve Cumhuriyet devrimi ile millet olma ve yol yürümedir. Bilime varmadır. “İlim Çin'de de olsa alın getirin”, “Bana bir harf öğretenin kölesi olurum” diyenlerle, çağımızda “En hakki mürşit bilimdir” diyenlerin buluşmasıdır. Aydınlanmaya varmaktır. İnsana kıymamaya özen gösteren, incitsen de incitme felsefesidir.

Anadolu Alevileri, Horasan kökenli olduklarını dile getirmeye özel bir önem verir. Fakat arkeolojik kazılarda ortaya çıkan verilerle, bu yol süreğinin çok derinlerde olduğu görülür. Bu köken, kültürel kimliklerinin öylesine baskın bir öğesidir ki milletleşme yolunda öncü olmuştur.

 

Hacı Bektaşı Veli, Anadolu’ya Horasan’dan gelmiştir. Anadolu’daki ilk büyük halk hareketinin lideri Baba Resul’un asıl adının Baba İlyas Horasani olması kayda değer bir başka olgudur. Bektaşi inancını Anadolu’da yayan Sarı Saltuk, Mahmut Hayrani, Cemal Seyyid, Hacım Sultan, Barak Baba, Pir Ali Sultan vb gibi “halifeler” de, Horasan’dan gelmişlerdir. Anadolu erenlerinin çabaları sonucunda Ehli Beyit ve İslam'la, Anadolu'da eskiden var olan kültürle kucaklaşarak yayılmıştır.   Hacı Bektaşı Veli, Yunus Emre, Seyid Nesimi, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Virani, Hatayi, Hasan Dede, Pir Sultan Abdal, Harabi gibi Alevi büyükleri, arkada kalan 800 yıl boyunca gerçek İslam’ı kendilerinin temsil ettiklerini söylediler. Bu büyük halk ozanı ve düşünürlerin Müslüman olmadığını iddia etmek, herhalde onların anılarına yapılabilecek en büyük kötülük, en büyük hakarettir.

Pir Sultan Abdal'ı tasvir eden bir minyatür.

ALEVİLİK YOL SÜREĞİDİR

“Yolda yanlış yapanları yol kenara atar.” İnsanı Kâbe olarak tanımlayan düşünce, ayrıma düşmez. Safında durduğu insana yönelen kalp ayrım yapmaz. Canı cananına uğurlarken şirke düşmez. Tabutuna el sürerek uğurladığı cana kem gözle bakmaz. "Bismişah Allah Allah" çağrışımın da nefret olmaz. Alevilikte yaptığı kusurlara karşın dara durulur. Ben değil biz diyen kültürde tek tek dara durmanın çözüme yol vermediğini, birlikte sorgulanarak arınmak yola sır vermenin gereği olduğunu algılar. Karanlıkta yürünmez. Yürüdüklerini sananlar yola zarar verirler. Kendine dönmek, yani eksiklerden arınarak kendini “biz”e katmak.... Örgüt içinde pişerek erimek. Kendimizi diğerinden ayrı kılmadan, dışlamadan, karşılıklı saygıda kusur etmeden yürümeyi başarmaktır. Birlikte ayağa kalkarak Hz. Hüseyin darında arınarak dört kapıda içeri girmek, yaşadığı topraklara gönül bağıyla bağlanmak... Zalime karşı birlikte olmak, mazlumun safında durmak, ezileni ezenden korumak, kem gözden sakınmak, komşu hakkına saygı, yoksuluyla yoksul olma yolunda kusur etmeme kendine dönmenin temel ilkeleridir. Bilimi rehber kılarak yürümek, eğri odun taşımadan yaşamını sürdürmektir.

Ali-Muhammad-Allah üçlemesi, yol süreğinin varacağı kutsallardır. Kutsallığa aykırı duruş; yolda düşkünlüğe vardırır.İslam dışı görüşler yıllarca yedi ulu ozanlarımızın hemfikir olduğu, "Aynaya baktım Ali göründü gözüme", "Bana bir harf öğretenin kölesi olurum" ve İlim Çin'de de olsa alın" özdeyişleri, yüzlerce yıl sonra Anadalu bozkırında "Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır" özdeyişi ile buluşmuştur. Bilimi kendine rehber kılan değerleri birbirinden uzak kılmak akla denk düşmemektedir. İslam dışı demek bilime çalım atmaktır. Bu yolun gerçeğine varanlar Aleviliği İslam dışı görenlere imkan vermez. İslam dışı diyenlerin Kerbala ve Hz. Hüseyin'in direncini, Pir Sultan Abdal'ı, Yunus Emrevve Hacı Bektaş Veli'yi İslam'ın dışına taşıma güçleri var mı?

 

Bilim, İslamiyet’e bu bağnazlığın içinden bakmaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister Çin’de, ister Batı’da Atlantik kıyılarında, ister Rusya'da, ister Güney Afrika’da, dünyanın bütün bilim merkezlerinde İslam’ın ortaya çıkışı, Ortaçağ’ın en büyük devrimidir ve Hz. Muhammed de, bu büyük devrimin önderidir. Aleviler bu devrimin dışında olabilir mi? İnsanı kendine akıl öncüsü alan bir yol, bilime çalım atabilir mi? İslam'ın bilim yolu Aleviliktir. İslam adına sunulan bilime denk düşmeyen ve fikri değeri olmayan sunuşlar, gerçek İslam'ı yani Hz. Muhamed'in İslam'ını reddeder.

Goethe, Hz. Muhammed’i anlattığı bir şiirinde, "O’nun deha sahibi insanın en mükemmel örneği” olduğunu belirtir. Büyük Alman şairi, Hz. Muhammed’i, “Derelerin ve çayların okyanusa ulaşmak için yardım beklediği koca bir ırmağa” benzetmektedir.

İslamiyet’in ortaya çıkışı, tarihi en az bilen için, yeni bir dinin doğuşudur; ancak tarih içindeki yerine oturtacak olursak, yeni bir uygarlığın kurulmasıdır. Hz. Muhammed, bir peygamberdir. Ama aynı zamanda yeni bir devletin, yeni bir toplumun kurucusudur; büyük bir devrimin önderidir. İnsanlık için bedel ödeyen, Kabe'ye gittiğinde başına işkembe geçirilen yüce insana Aleviler uzak durur mu? Alisiz Aleviliği öne çıkaranlar, Pir Sultan Abdal'ı inkara varırlar. İnkar etmek yol süreğinde düşkünlüğe vardırır.

Kendinize özgü yol üretmeyin. Bir ağaç kökleriyle toprağa tutunur. Bu yolun köklerini yok sayarsanız hiç kimse o söylediğiniz yola biat etmez. Binlerce yıl süreği buraya taşıyan pir, mürşit ve talip üçlüsünü inkara varmak yolda düşkünlüğe yol açar. "Pir yokmuş dede varmış" demek Hz. Hüseyin'in pirlik makamını inkara vardıran uydurulmuş sözlerdir. Ocak kültünü yok sayanlar Ağuçan, Kureyş, Seyit Delil, Berhecan gibi uluların şefaatinden mahrum olurlar. Hz. Ali ve peygamberimizi inkara varmak, bilime çalım atmaktır. Hz.Hüseyin'in direnciyle yola güzelik veren yüce değere burun kıvıranlar "Hüseyin, Ali bizi bağlamaz." demek yolda düşkünlüğe vardırır.

 

Ali’sizlik alevilik yapmak, Hz. Ali’ye düşmanlık etmek bilgisizliğin ve körlüğün zirve yapması demektir.

Fikret Otyam tablosu.

İSLAM VE BİLİM

Su dalga dalga akar, rüzgâr dalga dalga eser, ağaç büyüye büyüye asırlık olur. İnsanlar bilgilenmeyi basamak basamak merdivenlerden çıkararak öğrenir. Dağın zirvesine birden zıplayıp ulaşamazsınız! Dağa doğru ilk adımı atarsınız, eteğinde mola verirsiniz ve dinlenerek zirveye ulaşırsınız.

Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı girişimi dağın eteğine ulaştığınızı gösterir. Uygulamaya geçildiğinde ve epey bir mesafe kaydedildiğinde ise yarısına ulaşmış olursunuz. Zirveye ulaşmak için yine molalar vererek ulaşma yöntemini hayata geçirmek gerekiyor. Karşı çıkanlar ise hemen zirveye zıplamak istiyorlar ama her seferinde tökezleyip duruyorlar, duracaklar... Gelecek günün bilgilerini inkara varmadan insanlık hizmetine taşır. Doğu'dan Batı'ya yansıyan bilgi, Batı'nın inkarı yönünde gelişim gösterdi. Haçlı Seferlerinde İslam'la tanışan Batılı, yazılı kaynakları alarak okudu, öğrendi. Fakat nereden öğrendiklerini insanlığa aktarmadılar. "Biz yaptık, İslam bilime uygun değildir" diyerek bilim dışı duruşlar almışlardır. Batı medeniyeti, "Müslümanların aslında sizin büyüttüğünüz kadar ilme hizmeti olmamıştır. Onlar Yunan, Hindistan, eski Mısır ‘da bulunan ilmi almışlar, öğrenmişler bir miktar ekleme yapmışlar, daha sonra gerçek sahiplerine geri vermişler" diyerek İslam'da gelişen bilme sırt çevirmişlerdir. Ne yapmıştır İslam? Rahmetli Necmettin Erbakan’ın "Davam" adlı esrinde ortaya koyulan verilere bakalım. Müslümanlar yukarıdaydı, Avrupalılar ise aşağıdaydı. Avrupalılar, bu ilmileri alırkan önce lisansları bu ilimleri almaya uygun değildi. Mefhumları kavrayamadılar. 14. yüzyılda tercüme ettikleri kitapları ancak 18. yüzyılda anlamaya başladılar. Sayın Erbakan'ın tutumuna bakıldığında, Elazığlı Müslüm Gündüz'ün ileri sürdüğü İslam'ın veya Fetullah Gülen'in İslamı'nın bilime engel taşıdığını görmekteyiz. Bunlar İslam adına yapılan günahlardır.

Türkmenler Muhammed'in o devrimci İslam'ını kabul etti. Ehli Beyt kavramı etrafında kenetleşti.Yunus, Pir Sultan, Hacı Bektaş Veli bunlar hep ezilen sınıfın temsilcileri oldu.

BATI İLMİ

Batı ilmi dediğimiz fizik, kimya, matematik, astronomi, tıp, tarih, coğrafyanın kurucuları Müslümanlardır. Asırlar önce İslam nelere önderlik etmiş bakalım: 1-Astronomi, 2-Kimya, 3- Tarih 4-Coğrafya, 5- Pi sayısı, 6- Akdeniz'in genişliği, 7 –Trigonometre, 8- Sinüs ve Kosinüs, 9-Arz daireleri, 10-Cebir, 11-Onluk sistem, 12-Logaritma, 13-Atom ve molekül nazariyesi, 14-Yer çekim kuvveti, 15-Amerika'nın bulunması.

İSLAM DÜŞMANLIĞI YAPANLARA SORULUR                    

İslam uygarlığına düşmanlık yapanlara sormak istiyoruz: Matematikte bugün kimin geliştirdiği sayıları kullanıyoruz? Cebiri, logaritmayı, kesirli sayıları kullanmayı kime borçluyuz? Pusulanın denizde kullanılmasını kim sağladı? Alkol, sülfirik asit, potasyum, aminoasit, sodyum, nitrat, eriyiğ ve civanın üretilmesini kime borçluyuz? Kimyanın eczacılıkta kullanmasını hangi uygarlığın bilim adamlarına borçluyuz? Güçlü olmak için içtiğiniz pekmezin, yaralarınıza sürdüğünüz merhemin kim tarafından insanlığa kazandırıldığını merak etmiyor musunuz? Çaya attığınız şekerin, bal niyetine içtiğiniz şerbetin, ağzınızı tatlandıran şurupların yarattığı mutluluğu kim yarattı? Barutu ilk top güllesini ateşlemek için kullananlar kimlerdi? Raze’nin, İbni Sina’nın, Ebul Kassis’in ve İbn’i Zöhre’nin kitapları olmasa Batı uygarlığı tıp adına üniversitelerinde ne okutacaktı? Bugün virüsle nasıl mücadele edilecekti? Katarakt ameliyatını, sezeryan operasyonunu ilk kim yaptı? Patoloji, fizyoloji, tedavi, ilaçlar ve temizlik konusunda İbni Sina’nın yazdığı eserlerin 19. yüzyıla kadar okutulması İslam uygarlığının eriştiği bilim seviyesini açıklamıyor mu? Felsefede, 7-15. yüzyıllar arasında Batı’da yaşayan, Farabi, İbni Bacce, İbni Tuheyl ve İbni Rüşd düzeyinde bir tek isim gösterebilir misiniz? Devlet teorisi ve tarihte Batı’nın İbn-i Haldun ve Nizammülmülk’e erişmesi için kaç yüzyıl gerekti? İbn-i Batuta gibi seyyahlar olmasaydı eski kavimler arasındaki bilgilerimizin ne kadar daralacağının farkında mısınız? Ekvatorun bir derecelik açısının ağırlığıyla dünyanın büyüklüğünü hesaplayan bir Ali Kuşçu’su var mı Avrupa’nın?

DERVİŞİN CEMDE İNSANA ÇAĞRIŞIMI

Hakiki derviş  yoksuldur. Bir hırka, bir lokma ile yetinir, kendi kendine yeterlidir. Miskinliğiyle övünür, ancak yoksulluğunu hiçbir zaman çıkar sağlamanın bir aracı olarak görmez… El emeği ve alın teriyle geçinir. Gönlü zengin, eli açıktır. Zengin bile olsa servet gönlünde değil elindedir. Herkese yardım eder, uğradığı haksızlıklara tahammül gösterir, bütün insanları sever. Dövene karşı elsiz, sövene karşı dilsizdir. Yaratandan dolayı yaratılanı hoş görür. Yetmiş iki millete bir gözle bakar, günahkâr insanlardan yüz çevirmez, edepsizlerden bile edep öğrenmeyi bilir. Sadi’nin deyimiyle derviş, gönül ehlidir, Allah adamıdır. Çiğnendikçe daha iyi ürün veren toprağa benzer. Sevimli ve güler yüzlüdür, soğuk tabiatlı ve asık yüzlü değildir. Herkesi anlamaya ve derdine deva bulmaya çalışır. Ermiş ve ergin bir insandır. Dervişin eli, gönlü ve bedeni boştur. Elinde mal, gönlünde mal edinme arzusu bulunmaz, bedeniyle günaha girmez.

72 millette aynı güzle bakma, bir, iri ve diri olma bağlamında yol sürmüş, ayrı-gayrı yaşamdan gönlünü uzak  tutmuştur. Yaşamını sürdürdüğü topraklara kem gözle bakmamış. Toprağına yönelik saldırılara karşı durmuş ve bedel ödemiştir. Kurtuluş Savaşı'mızda topraklarımızı işgal eden devletlere karşı direnmede korkusuz, vatan ile namusu eş değer tutan anlayışı yüce tutmuştur. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, yedi düvele karşı bedel ödenerek kazanılan bu toprakların parçalanmasına 72 buçuk milleti bir gören felsefenin evlatları hoşgörü gösteremez. Osmanlı döneminde mağdur olan ve kabileler halinde yaşamlarını sürdüren, zaman zaman başkaldırarak bedel ödeyen, ibadetlerini gizlilik içinde yapan toplum, kurtuluşunu Cumhuriyet devrimiyle sağlanacağını görmüş ve maddi ve manevi destek vermekten çekinmemiştir. Öz dilini sahiplenmiş. Dili için zindanlarda kalmayı göze almıştır. Kurtuluş Savaşı sürecinde “Bir olalım, iri olalım ve diri olalım” emrine denk olma kararlılığını sürdürmüş ve millet olmamıza katkı sağlamıştır. Yer yer  savaşa öncülük ederek, Kurtuluş Savaşı önderlerinin canını kuruma görevini üstlenmiştir. İlk Meclis'te Meclis Başkanlığını yapmış ve Meclis'in Ankara’dan Konya’ya taşınmasına şiddetle karşı durmuş ve “Biz buraya ölmeye geldik, kaçmaya değil” diyerek Ankara’da Meclis'in kalmasını sağlamıştır. Bu yüce fikre sahip ve Türk milletinin yurtaşı olanlar, yeniden kabile toplumuna dönüşmeyi ve ayaklar altında ezilmeyi kendilerine zulüm kabul ederler.



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA