Avukat İzzet Uludağ – Yazdı

Tarihi doğru dürüst bilmiyoruz!

Tarihi, bugünü anlamak ve açıklamak, tarihin içinden çıkaracağımız derslerden öğrendiklerimiz çerçevesinde bugün bir yol haritası çıkarmamız gerektiğini kavrayamıyoruz.

Öncelikle neredeyse son 200 yıllık geçmişimiz, bugüne ışık tutuyor. Bugün bize karşı yapılanların köklerini geçmişte aramamız gerektiğini hatırlatıyor.

Osmanlı İmparatorluğu, özellikle son 150 yıllık süreçte parçalanmak üzere emperyalistlerin gündeminde yer alıyordu.

Balkan coğrafyası parçalandı, emperyalistler tarafından desteklenen farklı milliyetler Osmanlı’dan kopartıldı.

Sıra Osmanlı’nın geride kalan özellikle de petrol fışkıran topraklarını ele geçirmek için en son darbeyi indirmeye geldi. Öncelikle “hasta adam” olarak ilan edildi. Hangi devlet nereye el koyacak, SEVR Antlaşması’nda da göreceğimiz türden haritalar çizildi. Ermenistan’a Akdeniz’den MERSİN’den başlayıp Güneydoğu’dan Kuzeydoğu’ya doğru uzanan topraklar sözde “Büyük Ermenistan” adı altında tahsis edildi. Osmanlı’ya özellikle askeri ambargolar başlatıldı. Parası ödenmiş ve yapımı tamamlanmış iki zırhlı İngiltere tarafından gasp edilmiş.

Osmanlı’yı paylaşım savaşı, kapımıza dayanmış.

İttihat ve Terakki Hükümeti, zorunlu olarak İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusya’sı karşısında Almanya ile ittifak kurmak zorunda kalmış. Rus gemilerinin Osmanlı topraklarını korumak için Almanya’dan alınan Yavuz ve Midilli zırhlıları tarafından Rus limanları ve gemileri Anadolu’yu denizden işgal etmelerini önlemek için ön tedbir olarak 29 Ekim 1914 günü tahrip edilmiş,

1915 Şubat Ayı’nda İngiltere ve Fransa gemileri İstanbul’u işgal etmek ve Osmanlı’yı paylaşmak için Çanakkale’ye dayanmıştır.

Alman ordusunun yardımlarıyla tahkim edilen Çanakkale Boğazı’nda deniz savaşları başlamış, 18 Mart 1915 günü İngiltere ve Fransa donanması büyük zayiat yaşayarak Türk Ordusu, büyük zafer kazanmıştır.

Türkler, Çanakkale’nin yanı sıra pek çok cephede emperyalist düşmanlara karşı vatan savunması için direnmişlerdir.

Ancak düşman, özellikle İngiltere ve Çarlık Rusya, Osmanlı’yı içeriden vurmak için toprak vaat ettikleri Taşnak üyesi Ermenileri, Anadolu’nun Güneydoğu ve Kuzeydoğu hattında isyana teşvik etmiş, katliamlara yöneltmiştir.

Emperyalist güçlere karşı yapılan vatan savunması ve bunun en önemli cephesi olan ÇANAKKALE’de kurulan direnme hattı ciddi bir tehdit altına girmiştir.

İttihat ve Terakki Hükümeti, Ermeni çetelerinin bölgede yaşayan Türk ve Kürt ahaliyi katletmelerine ve cephelerin bölünmesine son vermek için o bölgede yaşayan Ermenileri, katliamcı ve isyancı çetelerden ayırmak ve isyanı bastırmak ve bölgeyi huzura kavuşturmak için Osmanlı’ya bağlı SURİYE ve LÜBNAN’a kaydırmak üzere TEHCİR kararı vermiştir.

Yerinde bir karar olduğu çok açıktır.

ÇANAKKALE hattı denizde ve karada rahatlamış ve düşmanın 1915 yılında, Rus gemileri de tahrip edildiğinden Çanakkale’den geçerek İstanbul’u işgal etme ve Osmanlı’ya son verme planları suya düşmüştür.

Bugün hala özellikle emperyalistlerin “Ermeni Soykırımı” yalanlarıyla ülkemizi sıkıştırma nedenleri burada yatmaktadır.

Türkler, soykırım yapmamış, vatanlarını savunmuşlardır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin PERİNÇEK-İSVİÇRE davası kararı Ermeni Olaylarını soykırım olarak görmemiştir. Dava bitmiştir. Ancak bu kesin karara rağmen, emperyalist ülkeler tarafından bu yalanlar siyasi amaçlarla sürdürülmektedir.

Herkes biliyor ki bu yalanların bugün ne ülkemizde yaşayan Ermeni kardeşlerimize ve ne de Ermenistan’da yaşayan ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprağı olan KARABAĞ’dan kovulan ve bölgede yeni bir yol çizmeye çalışan Ermenistan halkına bir yararı vardır.

Ama emperyalizm, her zaman gerçekleri gizlemek, mazlum milletlerin kafasını karıştırmak için bir silah olarak kullandığı diğer kara propaganda araçları gibi “Ermeni Soykırımı” yalanına da baş vurmaktan asla kaçınmamıştır ve kaçınmayacaktır. Bunlara muhtaçtır.

Dün SEVR’e ve bugün de BOP’ne göre ülkemizi bölmek ve geçmişte sözde Büyük Ermenistan kurmak hayalinin bir benzeri olarak sözde “Büyük KÜRDİSTAN” kurma planları çerçevesinde silah ve her türden lojistik desteği vermeye devam eden ABD Başkanı BIDEN’ın bugün de “soykırım yaptınız” diye saçmalamasının esas nedeni, Türk Milleti’nin milli bilincini ve coşkusunu zaafa uğratmaları ve üniter yapıyı bozarak ülkemizi parçalamaları için ülkemizde başta PKK’nin uzantısı HDP olmak üzere neoliberal çevreleri uyanık tutma isteğidir.

1914 yılında İTTİHAT ve TERAKKİ Hükümeti önderliğinde emperyalist ülkelere karşı vatan savunması olarak başlayan ve Atatürk’ün önderliğinde “Ya İstiklal ya Ölüm” diyerek devam eden bağımsızlık savaşının 1922 yılında sona ermesi ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bugün de hem emperyalist ABD ve BATI’yı ve hem de ülkemiz içinde bu güçlere destek verenleri huzursuz etmektedir.

1914 yılında emperyalistlerin başlattığı ülkemizi kuşatma harekâtı hala devam ediyor.

Çanakkale’nin tam karşısında DEDEAĞAÇ’tan başlayarak Ege ve Akdeniz’in karşı tarafında, SURİYE ve IRAK’ın kuzeyinde kurulan onlarca ABD üssüne yapılan yığınak, hazırlık ve tatbikatlar her geçen gün daha fazla göze batıyor.

Görmemiz gereken tam da budur!

Ancak aramızda göremeyenler ve hatta gizleyenler de vardır!

ABD Başkanı BIDEN’ın beyanatına, PKK’nin uzantısı HDP vekili Garo PAYLAN’ın Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı içinde bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü kazanmak için kurduğu Gazi Meclis’te, TBMM’nde yaptığı bu açıklamalarına karşı sessiz kalanlar, sözde kınayanlar, kınarken soykırım yapılmış gibi ifadeler kullanan partiler sınıfta kalmıştır.

Deva ve Gelecek Partisi, kınamak bir yana destekler nitelikte açıklamalar yapmıştır.

Altılı masa ittifakı, Garo PALYAN’ın 23 Nisan’da, TBMM’nde verdiği sözde “Ermeni Soykırımı” yasa tasarısına karşı anında hiçbir tepki göstermemiş, ABD Başkanı BIDEN’ın açıklamasını “ABD Başkanı Joe Biden'ın t a r i h i g e r ç e k l e r i siyasi istismar aracı yapan açıklamasını …” ise sanki Türkler gerçekten Ermenilere karşı bir soykırım yapmış gibi, “tarihi gerçekleri, siyasi istismar” olarak ifade ederek kınamıştır.

Altılı İttifak, açıkça “soykırım yoktur” demiyor. BIDEN’ı “tarihi gerçekleri”, siyasi istismar konusu yaptığı için kınadıklarını ifade ediyorlar.

Türk Milleti’ni sözcük oyunları ile mi kandırabileceklerini sanıyorlar bunlar?

Altılı İttifak, bu açıklaması ile “Ermeni Soykırımı” yalanını resmen TARİHİ BİR GERÇEK olarak kabul ettiğini ilan etmiştir.

Bu ne anlama geliyor?

Kimden yanasınız?

CHP Genel Başkan yardımcısı ve baş danışman Sezgin TANRIKULU'nun sözde "Ermeni Soykırımı" hakkında en son yaptığı paylaşım.

Garo PAYLAN, BIDEN ve HDP ile aynı çizgide!