Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünceleri ve bilim insanı olarak değeri | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
22:02  BAŞKAN SEÇER, TARSUS HALKı ILE IFTAR YAPTı  21:52  SEÇER: “BİZ HERKESİ KUCAKLIYORUZ, HERKESİ AİLEMİZDEN BİLİYORUZ”  21:39  MITOLOJIDEN GÜNÜMÜZE SAVAŞıN ANTROPOLOJISI  21:22  LEVE (YAŞA)! LEVE PALESTINA’NıN ÖYKÜSÜ  21:10  MERSIN SINEMA OFISI KENTI BEYAZ PERDEYE TAŞıYACAK  21:10  YEŞIL BÜYÜME VE MAVI EKONOMI ÇALıŞTAYı DÜZENLENDI   20:38  MTSO KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞMA GRUBU İSTANBUL’DAKI ÖRNEKLERI INCELEDI  20:28  ÖZYIĞIT “AVRUPA KADıN BASKETBOLUNUN KALBI YENIŞEHIR’DE ATACAK”  20:23  MESLEK LISELERINE SÜRDÜRÜLEBILIR GELIR KAYNAĞı SAĞLANMALı   11:37  BAŞKAN SEÇER, TARSUS HALKIYLA BULUŞTU  11:28  HALKKENT ÇOCUK GELİŞİM MERKEZİ’NDE SEVGİ DOLU ETKİNLİK  11:20  ARSLAN: LAHEY ADALET DIVANı’NıN İLK İSRAIL KARARı  11:20  SEÇER’DEN KENTE SPOR TESISLERI VE SAHA MÜJDESI  11:15  CHP İL BAŞKANı ÖMÜR: YENI ZAFERLERE IMZA ATACAĞıMıZDAN EMINIM  11:11  ÖZYIĞIT, 5 YıLLıK HIZMET SÜRECINI DEĞERLENDIRIYOR, ÖNERILERI ALıYOR  11:05  CHP TARSUS BELEDIYE BAŞKAN ADAYı ALI BOLTAÇ: " SİYASETE DEĞİL HİZMETE ODAKLIYIZ"  10:59  “KADıNı DEĞERSIZLEŞTIREN SIYASI ANLAYıŞA KARŞı MÜCADELE EDECEĞIZ”  10:47  BAŞKAN ÖZYIĞIT,“TARıM ALANıMıZ KıSıTLı ANCAK BILIMI KULLANıYORUZ”  10:31  BÜYÜKŞEHIR ÖYKÜ YAZARLARıNı UNUTMADı  13:20  BIR MERSIN SEVDALıSı ŞINASI DEVELI… 
Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünceleri ve bilim insanı olarak değeri

 

Dr. Hikmet Kıvılcımlı, aramızdan ayrılalı 48 yıl oldu. Yetmiş yıla yaklaşan ömrünün elli yılını Türkiye halkının kurtuluşu için devrim davasına verdi. Yirmi iki yılını Türkiye’nin zindanlarında geçirdi.

AV. TURHAN İÇLİ

Türkiye’yi ve coğrafyamızı anlamak için çok yönlü bilimsel araştırmalar yaptı; kitaplar yayınladı. Biz 48. ölüm yıldönümünde onun düşüncelerini ve bilim insanı olarak değerini genç kuşaklara anlatmak için kısa bir özet yapmayı deneyeceğiz.

Türkiye’nin yetiştirdiği en özgün bilim insanlarından biridir. Zira hareket noktası, yaşadığı topraklar üzerinde toplumsal bir devrim yapmaktır. Ancak devrim başka ülke deneyimlerini aynı şekilde kopya ederek basmakalıp gerçekleştirilemez. Devrim yapılacak toprakları ve bu topraklar üzerinde yaşamış ve yaşayan halkları iyi tanımak, Stratejiyi, Programı, Teşkilatı ona göre biçimlendirmek gerekir. Bu düşünceyle Kıvılcımlı tarihin derinliklerine dalar. İşe Antika Medeniyetlerin işleyiş yasalarını araştırmakla başlar. Bugünkü toplumun "içinden çıktığı, daha doğrusu bir türlü çıkamadığı" medeniyetleri yani İslam, Selçuklu ve Osmanlı Medeniyetlerini inceleyerek devam eder. Türkiye’nin sosyal sınıf orijinalitesini bu tahlillerden çıkarır. Bunun üzerine Minima (asgari) ve Maksima (azami) Programlar oturtulur. Strateji ve Teşkilat bu Programlara göre şekillendirilir.

Dr. Hikmet Kıvılcımlı’ya göre, Burjuva Devrimlerinden önce sosyal bir devrim olmamıştır. Kapitalizm öncesi toplum biçimleri, Barbar ve Medeni toplumlar arasındaki savaşların sonucu olarak değişip dönüşmektedirler.

MEDENİYETE GEÇİŞTE DEVRİMİN ROLÜ

Amerikalı antropolog Morgan’a göre tarihsel süreç üç aşamada ele alınabilir. Vahşet Çağı, Barbarlık Çağı ve Medeniyetler Çağı. Barbarlık kandaş, kolektif, sınıfların bulunmadığı, nispeten eşitlikçi, deyim yerindeyse ilkel sosyalist toplulukları içerir. Medeniyet ise, Yazının, Paranın ve Devletin keşfedildiği, sınıfların ortaya çıkıp sınıf mücadelesinin başladığı dönemi ifade eder.

Kıvılcımlı bu sınıflandırmadan hareketle ele alır tarihi. Kapitalizm öncesi bütün Tarih, Barbarlıktan Medeniyete geçişlerin tarihidir. Bu geçişler de devrim yoluyla olur. Ne ki, bu devrimler Sosyal Devrim yani bir sınıfın diğerini alaşağı ettiği modern devrim niteliğinde değildir. Çünkü, Kapitalizme kadar hiçbir sosyal sınıf devrim yapamamıştır. Bunun tarihsel pek çok nedeni vardır Kıvılcımlı’ya göre. Başta kölelerin, serflerin vb. devrimci bir sınıf olarak örgütlenmelerinin ve sınıf bilincinin oluşmasının koşulları bulunmamaktadır. İşte bu yüzden toplumsal ilerleme Barbar topluluklarla, Medeni topluluklar arasındaki alt-üstlükler, boğuşmalar ve iç içe geçmeler yoluyla gerçekleşir. İçerdeki ezilen sınıfların, zaman zaman ortaya çıkan başkaldırıları, bu süreci kolaylaştırır. Genellikle başlangıçta, dayanışmanın ve savaş kabiliyetinin daha güçlü olduğu ilkel topluluklar kazanır savaşı ve kendi kolektif geleneklerini topluma aşılar. Ancak Medeni topluluklar teknoloji ve kültür bakımından daha ilerde bulunduklarından giderek düzen onlardan yana galebe çalar. Bu bir toplumsal devrim değildir. Bir medeniyeti tarihten silen ve yenisinin doğmasına yol açan Tarihsel bir Devrimdir. Kıvılcımlı bu tezlerini, İbni Haldun’un Mukaddemesi’nde ortaya koyduğu tespitlerle olduğu kadar, Engels’in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adlı yapıtındaki analizlerle ve nihayet, ancak İkinci Evren Savaşı’nın tozu dumanı ortasında keşfedilebilen Marks’ın Kapitalizm öncesi toplumları inceleyen Grundrisse adlı yapıtı ile destekler.
 
Kıvılcımlı’ya göre Osmanlı Devleti, Kayı Boyu’ndan gelen ilkel sosyalist Gazi ve Alplerin, derebeyleşmiş Bizans’ı aşama aşama yenerek yaptığı Tarihsel bir Devrimdir. Bu nedenle toprak üzerinde kolektif geleneklere uygun olarak Dirlik Sistemi’ni kurmuş; ancak bu Sistem giderek Bizans’ın derebeyleşmiş yapısıyla bozularak soysuzlaşmış ve Mukataa Sistemi’ne dönüşmüştür. Bu nedenle Osmanlı Toplumunu başından itibaren tek bir yapı imiş gibi ele almak yanlıştır. Toplumsal özelliklerine göre aşamalı olarak incelenmelidir. Kuruluş ve Yükseliş Dönemi ile Duraklama ve Gerileme Dönemleri, birbirinden önemli toplumsal farklılıklar içerir. Duraklama ve Gerileme Dönemlerinde Avrupa Ortaçağı’nın feodal yapısına benzeyerek bozulan Osmanlı İmparatorluğu, yine Tarihsel ve Toplumsal Devrimlerin bir karması olan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi ile tarih sahnesinden çekilmiştir.

VATAN PARTİSİ PROGRAMI

Osmanlı Toplumu’nun derebeyleşme sürecinde Batı’da meydana gelen Burjuva Devrimleriyle egemen hale gelen Kapitalizm, 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Emperyalizm aşamasına ulaşarak dünyanın geri bölgelerini sömürgeleştirmeye başlamış; bu arada Osmanlı İmparatorluğu’nu da boyunduruğu altına almıştır. Osmanlı’nın gerici sınıflarıyla işbirliği yapıp O’nu açık pazarı haline dönüştürmüştür. Bu nedenle Cumhuriyet Devrimi, Türkiye’yi Emperyalist boyunduruktan koparan ve Ortaçağ ilişkilerine önemli darbe vuran Milli-Demokratik bir Devrimdir. Ne ki, bu niteliğini 1945’lere kadar sürdürebilmiş, içerden gerici sınıfların zorlaması, dışarıdan Emperyalizmin bastırmasıyla yeniden yarı-sömürge durumuna düşürülmüştür. Bu tarihten itibaren yeni bir Kuvayı milliye Mücadelesine ihtiyaç vardır. İkinci Kuvayı milliye Savaşı’nın amacı, yarım kalmış Demokratik Devrimin tamamlanması ve sosyalizme doğru ilerleyecek olan toplumsal devrimin derinleştirilmesidir. İşte bu yüzden Emperyalizme ve Ortaçağa karşı tüm Ulus’un birleştirilmesi için 1954 yılında kurulan Parti’nin adı Vatan Partisi, programı Altıok Programı, amblemi ise, üzerine güneş doğan Türkiye haritasıdır. Yani sınıf savaşı ile ulusal savaş bir kez daha iç içe geçmiştir.

Kıvılcımlı, Türk Ordusu’na, sosyal sınıflar güdümünde tarihsel ve devrimci bir rol verir. Çünkü O, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin ateşi içerisinde pişmiş, devrimci tarihsel geleneklerden beslenen bir halk ordusudur özünde. Ancak Türkiye’nin NATO’ya girişiyle birlikte kontrol altına alınmış; Amerikancı 12 Mart darbesiyle Emperyalizmin ve gericiliğin vurucu gücü olmuştur. Ne ki, ezilen sınıfların örgütlülüğü ölçüsünde aşağıdan doğru devrimci (Kemalist) bir damarı, halkın çıkarları doğrultusunda sürdürmektedir. Emekçi sınıfların örgütlenmesi ve partileşmesi ölçüsünde toplumsal devrimin vurucu gücü olabilir.

Kıvılcımlı, din konusunda da değişik bir perspektif sunar bize. İslamiyet bir tarihsel devrimdir; Hz. Muhammed de büyük bir devrimcidir. Onun literatüründe Allah, bazen Kamu’yu; bazen de determinizmi ifade eder.

Kıvılcımlı, daha özel bir konu olan Sosyoloji teorilerinin eleştirisine de girişmiş; her Sosyoloji teorisini topluma, var olan sınıf ve tabakaların çıkarları doğrultusunda çeki düzen verme çabası olarak değerlendirmiştir. Bu görüşlerini, bütün Sosyoloji teorilerini tek tek ele aldığı Metafizik Sosyoloji Eleştirileri adlı kitabında ayrıntılı olarak açıklamıştır. O’na göre Marksizm de, topluma emekçi sınıfların çıkarları doğrultusunda çeki düzen veren Diyalektik Maddeci bir Sosyoloji’dir.

Görüldüğü gibi, düşünceleri benimsensin ya da benimsenmesin, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın pek çok görüşü, geleneksel Marksist anlayıştan ayrılmakta; ayağı yaşadığımız topraklara basan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle Türkiye Sosyalist Hareketi’nin en özgün lideridir denilebilir Kıvılcımlı için. Aydınlık Gazetesi



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA