Ölümünün 55. yıldönümü Halide Edip Adıvar ve Yeni Turan | DEMOKRAT MERSİN | Mersin'in Demokrat Gazetesi

 
 
 
10:14  HALKIN BAŞKANI SEÇER, MAZBATASINI HALKLA BİRLİKTE ALDI  10:02  MTSO, KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALıŞTAYıNA HAZıRLANıYOR   09:59  ÇAKıR: “DEMOKRASIDE KAYBEDEN OLMAZ”  09:49  “AVUKAT İÇİN DE ADALET!”  09:37  AHMET SERKAN TUNCER, MEZITLI BELEDIYESI’NE İLK ADıMıNı ATTı  09:33  TOROSLAR’ıN YENI BAŞKANı YıLDıZ, MAZBATASıNı ALDı  09:31  BAŞKAN ABDULLAH ÖZYIĞIT, MAZBATASıNı ALDı  09:07  A.VAHAP ŞEHITOĞLU, CHP TOROSLAR BELEDIYE MECLIS ÜYELIĞI’NE SEÇILDI  22:30  ESAT ARSLAN: MOSKOVA SALDıRıSıNıN DÜŞÜNDÜRDÜKLERI  20:37  ABDURRAHMAN YıLDıZ’DAN TEŞEKKÜR MESAJı  20:34  VAHAP SEÇER, REKOR OYLA YENİDEN ‘BAŞKAN’  20:34  YENIŞEHIR YENIDEN ABDULLAH ÖZYIĞIT DEDI  10:22  ÖZBOZKURT VE YEŞILKUŞ’TAN İL EMNIYET MÜDÜRÜ KARABÖRK’E ZIYARET  10:20  KUVAYı MILLIYE RUHU FOTOĞRAFLARLA YENIDEN CANLANDıRıLDı  10:10  MTSO, KENTIN BEKLENTILERINI VAHAP SEÇER’LE PAYLAŞTı  10:00  BAŞKAN SEÇER MUT HALKIYLA BULUŞTU  09:55  BAŞKAN ÖZYIĞIT, “BALıK PAZARı SAYıSıNı ARTTıRACAĞıZ”  09:39  CEZAEVI AVUKAT GÖRÜŞME ODASıNDA YENILEME BAŞLADı  09:35  AVUKATLARA ‘SEÇIM VE SANDıK GÜVENLIĞI EĞITIMI’ VERILDI  09:32  81 BARO: CINSEL ISTISMARA HEP BIRLIKTE DUR DIYELIM 
Ölümünün 55. yıldönümü Halide Edip Adıvar ve Yeni Turan

 

Ey sevgili ülke, Yeni Turan! Söyle, sana yol nerede?’

TANSU BELE

Meşrutiyet döneminin ünlü aşk romanları yazarı Halide Edip Adıvar, 1912 yılında yazdığı “Yeni Turan” adlı yapıtına bu satırlarla başlar. “Yeni Turan”, Türk yazınının ilk siyasal/ideolojik ve ütopik romanıdır. O, ülkenin en karanlık günlerinde dile gelen bir umutsuz aranışın dışa vuran çığlığıdır. Doğu’dan da Batı’dan da başkaldırı, işgal ve savaşlarla dağılışın eşiğindeki Osmanlı İmparatorluğu’nun, 1. Dünya Savaşına girerken bağrından kopan varolma haykırışının dile gelişidir.

İmparatorluğun, batan bir güneş gibi yokolup gidişinin ardından, ülkenin üzerine çöken karanlığın içinde kendilerini ufkun kızıllığına fırlatan kuşlar gibi çırpınan aydınların seslenişlerini duyuran bir yapıttır “Yeni Turan”. Bir kurtuluş sancısı, yeni bir kimlik aranışıdır. Adını, “Panturanizm” gibi ırkçılık kokan bir ideolojiden alsa da, yıkıntının içinden yükselecek yeni yapıyı, Anadolu’ya ışık verecek “Yeni Türkiye”yi çağırır. Onu muştular. Öte yandan Halide Edip, bu yapıtında Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasal geleceğini, 1930’lu yıllara oturtarak tasarlar ve o gün için yepyeni bir devlet önerisi sayılabilecek “adem-i merkeziyet (federasyon)” biçimini savunur. Cumhuriyet, hiç düşünülemeyecek bir şeydir. Bu “Amerikan modeli”, döneminde de sonrasında da, bizde de dünyada da çok tartışılacak, eleştirilecek bir ülküdür, o günler için. “Denize düşen yılana sarılır” örneği, bir umuttur.

TÜRKLÜK BİLİNCİ

Ama Kurtuluş Savaşı sonrası kurulacak “üniter” Türkiye Cumhuriyeti anlayışıyla taban tabana zıttır. Atatürk’ün eliyle ittiği, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek bir düştür. Dahası İngiliz eğitimi almış, Amerikan Koleji’nde okumuş, liberal, Amerika’nın özgürlükçü demokrasi anlayışından yana, federatif devlet görüşünü de Amerikancı bir düşünceyle savunan, giderek Kurtuluş Savaşı öncesinde Amerikan desteğini isteyecek ölçüde ileri giden Halide Edip’in de sonradan dediği gibi gerçekdışı, boş bir ütopyadan öte hiçbir anlam taşımaz.

Halide Edip bu ütopyanın gerçekleşemeyeceğini yaşayarak görecek, anlayacak ve üniter Cumhuriyeti kabul edecektir. Buna karşın “Türklük” bilincinin yapıtta dirençle vurgulanarak öne çıkarılışı, “Türk” olmanın ırk anlamında değil, gelenek, görenek, dil, din kapsamında kültürel bir birlik anlayışı olduğunun açıklanması, romanı (bugün de) çok önemli ve güncel kılar. Yazar, kültürel birliğin (Türklük) ülkemiz için en önemli öğe olduğunu büyük bir güçle dile getirir.

ATATÜRK’LE BİRLİKTE

Halide Edip, Kurtuluş Savaşı öncesi İzmir ve İstanbul’un işgali sırasında Türk Ocağı’nın düzenlediği mitinglere kadın konuşmacı olarak katılır ve Türklük bilincini coşkuyla savunur. O artık “Türklerin Anası” sayılmaktadır. Döneminin siyasal konulu yapıtlar veren tek kadın yazarı olması açısından Halide Edip’in ülkemizde de yazınımızda da yeri çok önemlidir. Mitinglerden sonra İngilizler onun için idam kararı çıkarırlar. Eşi Dr. Adnan Adıvar’la birlikte, Atatürk’ün çağrısına uyarak Anadolu’ya geçer. At sırtında zorlu bir yolculuk yapar. İlk kentli, eğitimli Türk kadını olarak orduya, yurt savunmasına katılır. O, daha sonra Kurtuluş Savaşı boyunca gazetecilik yapacak, savaş bilgilerini iç ve dış basına iletecek ve savaşa katılacaktır. Sık sık da kadınlarla toplantılar yaparak Milli Mücadelenin önemini anlatacaktır. Ona “Onbaşı” sanı verilecektir. Yeni Turan düşü gerilerde kalmıştır. O artık Atatürk’le birliktedir. “Tek dayanacağımız kuvvet orduydu” diyen Halide Hanım, birlikte mücadele ettiği Mustafa Kemal için, “Mustafa Kemal Paşa’nın memleketi kurtaracağına inanıyordum” der. (Türk’ün Ateşle İmtihanı, c.2, Cumhuriyet Kitap, s.43, 51.)

MUHALİF KİMLİĞİ

Halide Edip’le eşi, savaş ve kurtuluş sonrası, kuruluş döneminde kurdukları Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası dolayısıyla Atatürk’le anlaşmazlığa düşecekler, yurttan ayrılacaklardır (1924). Çünkü görüşleri, Atatürk’ün “totaliter” buldukları devlet biçimine ters düşmekte ve Halide Edip, yine Amerikan mandacılığıyla suçlanmaktadır. Buna karşın o, Atatürk’e ve Cumhuriyete sevgi, saygı ve inancını hiç yitirmeyecektir. Uzun süre yaşadığı, profesör olduğu dış ülkelerde “Türk olmanın” onurunu, yüceliğini her zaman savunacaktır. O toplumun ona verdiği “Türklerin Anası”, “Halide Onbaşı” sanlarıyla sürekli övünç duyacaktır. Devrimleri kültürel açıdan eleştirse de Türklük için çalışıp üretmekten caymayacaktır. Atatürk’ün ölümünden sonra (1938) eşiyle birlikte ülkeye dönecek, profesör olacak, kitaplarını yazmayı sürdürecektir.

Onun, Kurtuluş Savaşı’nı en anlamlı biçimde anlatan romanları “Ateşten Gömlek”, “Vurun Kahpeye”, Türk’ün ve Türk kadınının kimliğini dünyaya kanıtlayışı adına unutulmayacak başyapıtlar olarak tarihimizdeki yerini alacaktır. (Tansu Bele; Cumhuriyet Döneminde Bir Kadın: H.E.A)

ONDAN ÖĞRENECEKLERİMİZ

Halide Edip, bugün Batılı ülkelerde dilini bozarak, Türk kimliğini yadsıyarak, ülkesini pazarlayıp bölücülüğe soyunarak, Türklük bilincine, birliğine, Atatürk’e, Türkiye Cumhuriyetine ve halkına yabancı bir “batı kişi” olmayı hüner sayan kimi vatandaşlarımıza, sanat-düşün-siyasa insanlarımıza, burjuva özentili kentlilerimize, yaşayıp gördükleriyle bir sağduyu örneği oluşturması gereken bir aydınımız, düşün kadınımızdır. Türk kadınının onurunu, haklarını savunmasıyla, Türklük bilincini, ulusal kimlik olarak yüceltmesiyle, gerek kadın gerekse erkek olarak “Çağdaş Türkler”in ondan öğrenecekleri çok şeyler var: Bugün artık, “Ey sevgili ülke, Yeni Turan! Söyle, sana yol nerede?” diye sormayı biz “Çağdaş Türkler”, kafatasçı, dinci, pazarlamacı, Amerikancı, Atatürk/Türklük düşmanı, bölücü/Soroscu/PKK’cı Türklerin ellerine bırakıyorsak, söyleyin suç kimde? Bizim asıl onları sorgulamamız ve Atatürk’e daha sıkı sarılmamız nerede?



Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!

    YORUM BULUNMUYOR!


 
  HIZLI ARA
 
 
 
  HAVA DURUMU
 
..

Mersin Haberleri, Mersin Son Dakika, Mersin Haber, Haberler, Son Dakika, Mersin, Mersin Siyaset



 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
demokratmersin.com © Copyright 2007-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA