Yerel seçimler öncesi en çok hareketlilik CHP’de yaşanıyor..

Çünkü, 10’un üzerinde aday adayı var.

Ve de bunların çoğu eski milletvekili/bakan.

Bu nedenle de kıyasıya bir çalışma içindeler.

Sık sık medyayla bir araya gelerek kendilerini tanıtıyorlar.

Aslında, “tanıtmadan çok projelerini anlatıyorlar” dersek daha doğru olur.

Hepsi de Mersin’i Dünya Kenti yapma sözü veriyor.

Ki, bu nasıl olacak bekleyip göreceğiz.

Tabi ki öncelikle aday olup seçimi kazanmaları koşuluyla.

Son olarak CHP Büyükşehir aday adaylarından Serdal Kuyucuoğlu’nu dinleme olanağı buldum.

Kuyucuoğlu uzun yıllar MTSO’da görev yaptı.

Bir çok seçim öncesi Büyükşehir’e aday adayı oldu, ama aday yapılmadı.

Bunun yanında 2015 Kasım’ında Milletvekili seçilerek Parlamentoya girdi…

Kendine has çalışmalar yaptı.

Bilgi birikimi oldukça iyi.

Mersinle ilgili güzel bir araştırma yapmış.

Bir yerde, rakamlarla Mersin’in envanterini çıkarmış.

İlginç rakamlar var.

Mersin’de 447 bin aktif çalışan varmış.

Bunun yanında tam tamına 272 bin kişi de devlet yardımlarından yararlanıyormuş.

Biliyorsunuz, devlet yardımları bir çok kalemde yapılıyor.

İşsizlikten tutun da, torununa bakan nineye kadar bu yardımlardan yararlananlar var.

Bu az uz bir rakam değil.

İl nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i.

Mersin’deki emekli sayısı da 247 binmiş

Kuyucuoğlu, “datalar olmadan proje üretmek zor!” diyor ki sonuna kadar haklı.

Ve de ekliyor; “Büyükşehir’de 1. Sorun Ulaşım” diye…

Şüphesiz ulaşım konusu oldukça önemli.

Ancak, Ankara’nın bu konuda Mersin’e bakışı belli!

Mersin’den daha küçük kentlere raylı sistem yapıldı,

Ne hikmetse, gerek Macit Özcan gerekse Burhanettin Kocamaz döneminde yapılan başvurular karşılık bulmadı.

Serdal Kuyucuoğlu’nun Mersin için çok sayıda projesi var.

Hepsi de olabilir.

Bir tek şartla;

Para, para para…

Kenti yönetmeye talip olanlar mutlak bunu da düşünmüştür.

Ancak, benden anımsatması.

Bay Başkan’ın muhalefete bakışı açık-seçik ortadayken, bazı projeler için nasıl kaynak bulunacak?

İşin sırrı burada.

Sözün Özü;

Mersin’de CHP’nin aday adayının oldukça fazla olmasından yakınanlar çok.

Çünkü, bir kişi aday gösterilecek.

Sonrasında, gümbürtü kopmazsa sorun yok.

Çünkü hepsi, “Bu işi en iyi ben yaparım!” iddiasında.

Tıpkı, Serdar Kuyucuoğlu gibi.

Aday, üyeler bazında yapılacak önseçimle belirlenirse fazla sorun yaşanmaz.

Yok, son sözü yine Kılıçdaroğlu söylerse, işte o zaman ne olur bilemem?

2014’ü sık sık anımsatıyorum.

Tabi ki ders alındıysa…

Yoksa, bütün emekler ve hayaller boşa gider!