Konuşmasında, Mersin’deki çocukluk günlerini anımsatan Yeşilboğaz, “Mersin önceden, dünyanın en güzel kokusu olan portakal çiçeği kokardı. Bu bize yaşama sevinci veriyordu, hem de motivasyon sağlıyordu. Ancak günümüze baktığımızda bu kadar işgal edilen, bu kadar yazık edilen başka bir kent var mı? Gerçekten üzülüyorum. Kıyı şeridimiz sadece yazlık sitelerden oluşuyor, denizi göremiyoruz, hava sirkülasyonu yok. Asla böyle bir şehircilik anlayışı olmaz. İnanılmaz bir çarpık kentleşme var. Kentin yöneticilerinin buna ‘dur’ demesi gerekiyor. Şehir hiç geliştirilemedi. Sanayi yatırımı yok, sanayi bitti. Balık çiftlikleri ve nükleer santralle turizm de yok edildi. Turizm yatırımı yapılması gerekiyor ama yapılmıyor. Tarım alanlarımız bitiyor, tarım alanlarına bina inşa ediliyor. Bu nereye kadar devam edecek?” diye konuştu. 

“NÜKLEER SANTRAL AKDENİZ’İN İMHASI ANLAMINA GELİYOR” 
Konuşmasında, Akkuyu’da temeli atılan nükleer santrale değinen Yeşilboğaz, “Mersin’e nükleer santral yapılamaz. Çünkü Mersin deprem kuşağı. Ayrıca, nükleer reaktörleri soğutmak için deniz suyu tercih ediliyor ama Akdeniz, çok sıcak bir deniz. Denizdeki bütün canlılar ölecek, balık popülasyonu, tarım, turizm yok olacak. Nükleer atıklar nasıl bertaraf edilecek? O atıklar insanların ölümüne neden olacak. Akdeniz’de bütün iklim değişecek, Mersin çölleşecek. Buna karşı yıllardan beri mücadele ediyoruz. Bireyse olarak da, kurumsal olarak da mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı. 

“BİR KENT BU KADAR MI YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIR?” 
Konuşmasında Mersin’e kurtulan balık çiftliklerine de tepki gösteren Yeşilboğaz,  “Yüzebildiğimiz, cennet dediğimiz denizlerimizde peş peşe verilen olumlu ÇED raporları ile birlikte kentimizde balık çiftlikleri kuruluyor. Bir kent bu kadar mı yok edilmeye çalışılır? Bu kentten ne istiyorsunuz? Balık çiftlikleri başka ülkeler de var ama yasalara uygun bir şekilde yapılıyor ve çok açıklarda, çevreye çok fazla zarar vermeden kuruluyor. Ama kentimizde ise, daha ekonomik olsun, para kazanan insanlar daha fazla kazansın diye kıyı şeridimize kuruluyor. Kullanılan ilaçlar ve yemler insan sağlığını, denizlerimizi, denizlerdeki canlıları, turizmi olumsuz etkiliyor” dedi  

“MERSİN’İN AMACI YOK, AMAÇSAL BİR POLİTİKA ÜRETİLMELİ” 
Mersin ‘in bir amacı olmadığını ve öncelikle kent yöneticilerinin Mersin’in ne olacağına karar vermesi gerektiğine ifade eden Yeşilboğaz, “Mersin için öncelikle, sosyal-ekonomik bir amaçsal politika üretilmek zorunda. Bunun için kentin tüm dinamikleri; doktorlar, hukukçular, sanayiciler, işadamları, tarım sektörü temsilcileri bir araya getirilmeli. Mersin hep birlikte, her yönüyle irdelenmeli. Yoksa bu kente yazık olacak.  

“BASİT HATALAR, MERSİN’İ KAOSA SÜRÜKLEYEBİLİR” 
Mersin’in, Suriyeli vatandaşların da göç etmesiyle birlikte çok fazla göç aldığını ve buna bağlı olarak nüfusta ve işsizlik oranında artış olduğunu söyleyen Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Bu insanlar geçimini neyle sağlayacak? İşsizlik de yakın zamanda, asayiş sorunlarına neden olabilir. Bu insanlar bir gelir kapısı bulamazlarsa, asayiş baş gösterecek demektir. Güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kalacağız. Yapılan basit hatalar, Mersin’i içinden çıkılamayacak bir kaosa sürükleyebilir. Bu insanlara da yazık. Bu insanlar kendi ülkelerinde mutlaka daha refah, daha iyi koşullarda yaşıyorlardı. Dünya devletlerinin o halk üzerinde uygulamış olduğu yanlış politikalar, maalesef bizim başımıza kaldı. Bunun ceremesini Türk halkı çekiyor. Suriyeli vatandaşlara hiçbir altyapı sağlanmadan, Türk toplumu ile entegre edilmeye çalışıldı. Asıl yanlış burada” şeklinde konuştu.